Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Cebrail Çürükkaya

Kenan Fani Dogan/ Dün gece ölmüştüm, öbür dünyadaydım.

Beni Araf’ta beklettiler. Mahkeme edilmeyi bekliyorum ama karakolların sorgu odası gibi bir odanın önüne dizilmiÅŸ bekliyoruz.

Kapının üzerinde de kocaman bir levha asılı; “Girilmez..” Yanımdaki Araf görevlilerine soruyorum;

– Bu oda kimindir?
– Cebrail’e ait.
– İçerde mahkememi kurulu?
– Hayır.

Yargı Kübra’da olurmuÅŸ. Cebrail sadece tebligat yapıyormuÅŸ. Daha ölmeden mahkemesi yapılarak hayattayken hükmü verilenler buraya çaÄŸrılıyor karar tebliÄŸ ediliyormuÅŸ.

Ä°kide bir kapı açılıyor, içerden birisi çıkıyor melekler kiminin önünde eÄŸilerek saygılı bir ÅŸekilde böyle buyurunuz, bu taraftan diye yol gösteriyorlar, kimilerini de yaka paça sürüklüyorlar. Çok direnene kelepçe takıyorlar. Bu ikincilerin cehennemlik olduÄŸunu anlıyorum. Her birinde yanlışlık oldu, itirazım var yollu sözlerin bini bir para. Yalnız bir ÅŸey dikkatimi çekti. Meleklerin saygı gösterdiklerinin çoÄŸu sade giyimli hanımlardı, hiçbiri tesettürlü deÄŸildi. Cehennemliklerin çoÄŸu erkek ve bunların çoÄŸunluÄŸu da sakallıydı. Cennetlikler arasında bir kaç tane de boynunda haçlarıyla hristiyan gördüm. ÅžaÅŸkınlıkla sordum. Görevlilerin verdiÄŸi cevap bizlere din diye neyin telkin edildiÄŸine cevaptı. Allah katında dünyadaki ayrım yokmuÅŸ, ahirette herkes yaÅŸamı boyunca yaptıklarıyla tartılırmış. Allah’ın ölçüsü dedim içimden.

Bir yandan da merak içindeyim. Hakkımızda hüküm verildiğine göre hangi tarafa gönderecekler diye merak ediyorum, yaptığım iyi ve kötü işleri aklımın yettiğince tartmaya, akibetimi tahmine çalışıyorum. O sırada bir sakallıyı daha çıkardılar, bilmem hangi tarikatta faalmiş. Öteki dünyada dil yoktur, insanlar hangi dili konuşursa konuşsun herkes anlar. Bu bizimki türkçe avaz avaz bağırıyor;

– Reize oy verdiydik..!

Kim dinler? Adamı sürükledi götürdüler. Derken benim adım okundu, beni odaya aldılar. Cebrail masanın başına geçmiÅŸ bizim Cebaxçor’un cakalı müdürleri gibi oturuyor;

– Merhaba Cebrail Efendi.
– Merhaba.
– Bizim karar hazırmı?
– Senin hakkında karar yok.
– E niye çağırdınız?
– Selim Çürükkaya için.
– Ta dünyadan buraya Selim Çürükkaya için?
– Evet.
– Ne yapmış Selim?
– Hakkında bir Ä°nterpol yazısı var.

Cebrail böyle deyince yolda yürürken her adımda dokuz sefer gölgesine bakıp kendi gölgesinde ajan varmı diye kolaçan eden apocu ÅŸaÅŸkınlığı ruhumu sarıyor. İçimden tuu bu Cebrail de Ä°nterpol ajanıymış. EÄŸer böyleyse Mikail MÄ°T ajanıdır, Ä°srafil siyasi ÅŸube, Azrail kesin JÄ°TEM’den maaÅŸ alıyordur.

Cebrail, benim daldığımı görüyor ve sesini yükselterek;

– Meleklere insanların neler düşündüğünü anlama yetisi bahÅŸolunmuÅŸtur.

Kalbimden geçenleri bildiğini anlıyorum. İçimden; en iyisi karşılıklı konuşmak, düşüneceğime açık açık söyleyeyim dobra olsun diyorum.

– Ä°nterpol ne diyormuÅŸ Selim hakkında?
– Raporda ne yazdığı benim ilgi alanıma girmiyor. Beni ilgilendiren yanı; bu rapordan anlaşıldığı kadarıyla Selim aynı anda 49 yerde bulunmuÅŸ. Böyle bir yeteneÄŸi Allah bana bile vermemiÅŸken bir kul nasıl Cebrail’den daha kudretli olur? Beni niye yarattın diye Allah’a ÅŸikayetçi oldum.

Ä°tiraz edemiyorum, nasıl edeyim? Amentü billahi ve melaiketehu.. diye baÅŸlamış iman etmiÅŸim, aksini aklıma getirsem zaten cehennemin kapısındayım. İçimden Selim yandı diyorum. Ä°sa’yı Musa’yı aÅŸan sahte evliyaya karşı çıkmaya benzemez bu iÅŸ, kesin o sahtekar gibi mapusa düşer, cehennemden önce dünya azabı. Selim’in bir suçu yok bari savunayım diyorum;

– Selim Cebrail olamaz Cebrail Efendi. Valla namazı niyazı yoktur rafızidir, oruç tutmaz her gün seferidir, hatta bir yazısında okudum YaÅŸar Kaya ile kaliteli ÅŸarap bile içmiÅŸ, artık kaç sefer içmiÅŸ onu bilmiyorum.
– Her gün ÅŸikayet alıyoruz. Gazetelerde okumadınmı, bilim adamları bile açıkladılar. Mobil telefonlarla ahireti arıyor, peygamberlerle, evliyalarla görüşüyorlar. AKP’nin telefonları, faksları bu tarafa dönük, türk istihbaratı dünyayı bıraktı ahireti dinliyor. Ä°mkanları olsa bize tutuklama emri göndererek, filan adamı diriltin dünyaya gelsin talebinde bulunacaklar.
– Siz de dinleyin bu melunları.
– Dinliyoruz, her saniyeleri kayıtlı. Seni bunun için çağırdık.

İçimden kabak bize patlayacakmış, kesin cehennemi boyladım diyorum. Cebrail aklımdan geçenleri okuyor. Gülümseyerek;

– Seni dünyaya geri göndereceÄŸim.
– Nasıl olur? O kadar cenaze merasimi, namaz, dua, beddua.
– Olur. Bir de karşılama töreni yaparlar olur biter.

İçimde hala bir kuÅŸku var. Bu dinleme, fakslama, espiyonaj, Ä°nterpol filan iÅŸin içine girdiyse Cebrail kesin beni YeÅŸilköy’e postalayacak yada benzeri bir yere orada cümbüş. Bari bir ÅŸansımı deneyeyim diyorum.

– Cebrail Efendi beni gönderecekseniz memleketime gönderin, herkesin memleketi cennetidir. Cennetlik olup olmadığımı bilmiyorum ama yemin ediyorum memleketimin bir karışı, bir günü için ilelebet cennetten feragat ederim.
– Benim böyle bir yetkim ve de gücüm yok. Seni aldığımız yere gönderiyoruz. Yalnız bu zarfı Selim’e vereceksin. Sakın açma, okumaya kalkışma, çarpılırsın diye tembihte bulunuyor.

Masasının çekmecesinden bir zarf çıkarıp veriyor. Zarfa bakıyorum, üzerinde; “Allah’ın sevgili kulu Selim Çürükkaya’ya” yazısı var. Zarftaki ibareden mektupta ne yazıldığını tahmin edebiliyorum. İçimden Selim cenneti garantiledi, Allah kürtleri tanıyor diyorum. O anda uyanıyorum, her zamanki gibi yattığım yerdeyim. Bugün evde yalnızım, soracak kimse de yok. Gördüğüm rüyamı yoksa gerçekten öldüm de gerimi geldim hala bilemiyorum. Cenazeme katılan, kalanların hatırı için iyi bilirdik diyenler olduysa bana mesaj atsın. Ölüp ölmediÄŸimi, yaşıyorsam hangi dünyada yaÅŸadığımı anlayabilmiÅŸ deÄŸilim.

*

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

8 − four =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla