Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Bir Megoloman’ın Hezeyanları!

Sait Çürükkaya / Son ayların avukat görüşmelerinde Ä°mralı’da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan, sürekli bir ÅŸekilde ailemiz hakkında yalan ve iftiralarda bulunmaktadır. DoÄŸal olarak benim bu yalan ve iftiralara karşı cevap hakkım doÄŸmaktadır.

Bazı sözde Kürt aydınları;
„Öcalan bir tutukludur, kendisinin savunma hakkı yoktur, niye dışardaki muhalifleri ona saldırıyor? Yada öcalanı deÄŸil fikirlerini tartışın” ÅŸeklinde gerçekle alakalı olmayan demogjilerde bulunmaktadırlar.
Çünkü Öcalan’ın kendisine ait bir fikri yok ki tartışılsın, hangi fikrini tartışalım?

Eğer tartışacaksak bu fikirlerin asıl sahibleri ile tartışmak gerekmiyor mu?

Öcalan’ın yalanlarını, hezeyanlarını mı tartışalım ?
Buda sadece bir saplantı olur!

Öcalan’ ın 19.09.08 ANF de yayınlanan görüşme notunda
“Çürükkaya’lar bir günde nasıl oldu da korkusuzca Almanya’ya gittiler. Yıllardır da orada barınıyorlar ve haklarında hiçbir yasal iÅŸlem yapılmadı. Ama ilginçtir, Türkiye de onların iadesini istemedi, onlardan bir kiÅŸinin bile iadesini istemedi.”
(Kaynak: http://www.firatnews.com/haber-3106&baslik=ocalan-cozum-ici…tespitinde bulunuyor..

Öcalan burada açıkça yalan söylüyor. Türk Devleti hakkımda 7 ayrı dava açmış olup 2002 yılında Interpol tarafından çıkarılan iade dosyası sonucu 30.09.2004 Hamburg kentinde Alman polisi tarafından tutuklandım, 43 günlük tutukluluk sürecinden sonra Öcalan gibi itirafçıların poliste verdikleri ifadeleriden oluşan dosya, hukuken geçersiz sayıldığı için serbest bırakıldım.

Ayrıca iltica basvurumun elimden alınmasi ile ilgili davam hala Bremen idari mahkemsinde devam etmektedir.

Yengem Aysel Çürükkaya yine Apo gibi itirafçıların Frankfurt’ta polise verdikleri yalan ifadeler sonucu hakkında dava açıldı neticede baraat etti. Åžimdi Interpol tarafından aranıyor :

http://www.nasname.com/…/431.html+aysel+%C3%A7%C3%BCr%C3%BC…

Abim Selim Çürükkaya ile ilgili Türk Devletinin iade istemi Hamburg bassavcılığı tarafindan rededilmiştir. Ve öcalan İmrallıya gittikten sonar Ben Abim ve yengem kırmızı bültenle aranmaya başlanmışız.

http://www.madiya.net/index.php…

Burada açıkça görüldüğü gibi Öcalan yalan söyleyerek kendi kitlesine “Çürükkaya’lar Alman devleti ile çalışıyorlar” demeye getirmektedir.

Bununla dikkatleri başka yönlere çekerek Ergenekon sorusturması kapsamında bir çok belgede kendisinin Türk derin devleti ile olan ilişkisini gizlemye calışmaktadır.

Görüşme notu nun devamında;
Sait Çürükkaya bunların ne yaptığı ortada. üç kardeÅŸini ÅŸehit veren Mustafa Marangoz’u intihar eylemine gönderiyor…Bu tip eylemlerden haberim bile yoktu. Benim böyle bir yeteneÄŸim yok…(Kaynak: yukardaki gibi) ” Yalanını savurmaktadır.

01-15.05.1996 yıllnda Åžam’ da Öcalan sorumluluÄŸunda toplanan PKK IV konferansında “Her eyalete intihar timleri gönderilebilecek ÅŸekilde hazırlık ve altyapı çalışmalarının yapılmasi ve Intihar eylemlerin gelistirilmesi”

(Kaynak:  http://www.belgenet.com/dava/dava13.html

kararı Öcalan’ ın dayatması ile alınmıştır. Bu karar neticesinde 30.06.1996 da Dersimde Zeynep Kınacı (Zilan) Intihar saldırısında bulumuÅŸ Öcalan tarafından tüm Pkk lilerin ZilanlaÅŸması gerektiÄŸini, Zilan’ın bir tanrıça olduÄŸunu belirterek her bölgede gönüllü intihar eylemcilerinin çıkmasını istemiÅŸtir.

Ä°ÅŸte Yukarda sözü edilen kiÅŸi öcalan’ın bu direktifleri sonucu bu eyleme gitmeyi önermiÅŸ ve Öcalan “Tabi Mustafa gitsin kardeÅŸinin intikamını alsın, bakın Zilan zavallı bir kızdı ama bize baÄŸlılk onu TanrıçalaÅŸtırdı, Mustafa da tarihi intikamını almalı” demiÅŸtir. Tüm bunları bilen Öcalan, yalanlarla vahÅŸi ve gaddar yüzüne demokrat ve insacıl bir maske geçirmeye çalışmakta ama bunuda baÅŸarmamaktadır.

Yine Öcalan yalanname notunun devamında “..Bazılarını cezaevinden bazılarını dışarıdan hazırlamışlar. çürükkayalar çok tehlikeli, YeÅŸil için tehlikeli diyorlar, YeÅŸil’in yaptıkları bunların yanında solda sıfır. Sözü bile edilemez. Bunlar binlerce dürüst ve genç kadronun ölümüne sebep oldular… “ tespitinde bulunmaktadır.

Bunun hemen ardından: “Benim devlet kurmakla iÅŸim yok” söylemine karşı; biz ise; ülkemiz iÅŸgal edilmiÅŸti ve ülkemizin iÅŸgalcilerden kurtulması için savaşın içindeydik, biz iÅŸgalci Türk Ordusuna karşı savaşıyorduk, Bizim savasımız Kürtlere karşı deÄŸildi.

Burada yavuz hırsız misali Öcalan’ın kendisi asıl onbinlerce dürüst genç insanın ölümünden sorumludur. PKK deki tüm infazlar Öcalan’ ın dayatması ve onayı ile yapılmamış mı? Binlerce kadro sapık Apo nun beylik bir deyimiyle “Kemlizmin etksindedir, kemalizmin ajanıdır” denilerek yok edilip etkisizlestirlimemiÅŸmidir?

Tüm bunları yapan, sanki baÅŸkasıymış gibi haraket eden Öcalan ÅŸimdide Türk Devlet in bir yetkilisi gibi “Devlet bitmiÅŸ, Hani devlet? Bu ÅŸekilde PKK’yi kendi denetimine alarak beni hareket içinde yalnızlaÅŸtırmak, etkisizleÅŸtirmek istemiÅŸler” diyerek, devletine daha falza hizmet etmeye, Imralıdaki onbaşıların gözüne girmeye çalışmaktadır.

Öcalan Ä°mralı’ya gittikten sonar sanki kendisi bu savaÅŸta hiç bir rolu yokmuÅŸ, Tanzanya da falan yaÅŸamış gibi hareket ediyor. Yeri geldiÄŸinde Kürtlerin tek yaratıcısı hatta en büyük savaşçı olduÄŸunu söyleyecek kadar megolaman, bir dakika sonra ise hiç bir ÅŸeyden haberi olmayan bir zavallı rolünü oynuyor. Malesef Kürtler düşmanlarının oyuncağı böyle bir megelomanın son hezeyanlarını bu biçimde izlemek zorunda kalıyorlar.

Bizler Öcalan’ın yaptıklarını kendisini kullananların açık bir saldırısı olarak algılıyor, bu biçimde bazı yerlere bizi hedef gösteriyorlar olarak kabul ediyoruz. Ona ve efendilerine boyun eÄŸmediÄŸimizi en iyisi kendisi ve efendileri biliyorlar, eÄŸer zorunlu kaldıksa yeniden onlara gereken dersleri vereceÄŸimizi bilsinler.

20.09.2008

Sait Çürükkaya

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

twelve − three =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla