Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

AYDIN TİPLERİ

Hasan Dere/ Somut gerçeği dile getirmekten çekinmeyen cefakar ve kültürlü insanlara aydın denir!.

İnsanlık yerine kendi ırkının, siyasal örgününün, dinsel veya kültürel grubun menfaatlerini gözeten ve o menfaatleri koruma duygusuyla hareket edip gerçeği dile getirmekten imtina eden kültürlü insanlar ise görev icra eden memurdurlar.

Aydın maskesiz ve korumasızdır, lafı yuvarlamaz, net konuşur veya yazar!.
Görevli, egemen güçlerin (Siyasi sistem, etkin örgüt- ideoloji veya dini kurumun…) koruması altındadır. Egemen kurum, bunları kendi yayın organlarına ‘uzman’ kimliğiyle konuk ederek ünlendirir. Gazete, dergi ve TV programlarının vazgeçilmez tipleridir. Toplum onları ‘her şeyi en iyi bilen bilim adamı’ kimliğiyle tanır. Oysa topluma, ekonomi ve savaş kurbanları haline getirecek zehri bunlar içirir.

Aydınlar itibarsızlaştırılır, görmezden gelinir ve unutturulmaya çalışılır. Engellenemezlerse aç bırakılırlar. Yine de durmazlarsa hapishanelere atılarak veya katledilerek cezalandırılırlar.

Bir de eli kalem tutan çapsızlar vardır ki aktör gibi aydını oynarlar.
Bunlar egemen gücün (siyasal sistemin, partinin, ideolojinin, dinin) basit militanları veya tetikçileri durumundadırlar. Düşürebildikleri adam sayısı kadar şan ve gelir sahibi olarak oldukça rahat yaşatılırlar.

Tüm bu tipleri yaratan toplumun kendisidir. Toplum itibar etmezse bunlar iş göremez. Bir taraftan cellatlarını yetiştiren halt, diğer yandan kurtarıcıları aydınları yaratır. Aydın toplumdaki aksaklıklara, kötü eğilimlere, geri yönlere parmak basar. Bu nedenle genelde aydınlara kötücül bilinirler, İşi gücü popülist (Halkın geri yönlerini pohpohlayan…) EGEMEN güçlere iltifat etmek olan bu görevlilere itibar ederek toplum yok oluşa doğru hızla gider.

Çok kötü düştükten sonra aklı başına gelir ama iş işten geçmiş olur. Sözünü dinlemedikleri gerçek aydınlar çoktan telef olmuştur.
Oldukça seyrek ayağa gelen fırsatlar değerlendirilmediği zaman oyun yenilgiyle bitmiş olur. Yeni fırsatların doğması ise yüzyılları bulur.

Ayağa gelmiş topu devletleşme kalesine atmak yerine Mollalara* verme tercihi, fırsatı heba etmektir. Günümüzde kargaşada molalar ancak mevcut devletlerin başına çöreklenebilirler, yeni devlet kuramazlar. İstemeseler de mollalar konumları gereği böler!
Farklı bir dinin hakim olduğu devlet altında kimse yaşamak istemez. Mesela Müslümanlar Yahudilerin veya Zerdüştilerin devleti altında yaşamak isterler mi?

Zamanımızda sıfırdan devlet örgütlemek sadece kapitalistlerin işidir. Daha zayıf bir ihtimal ise komünistler için veridir.

***

Din adamları kastedilmiştir.

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

13 − one =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla