Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Herkesin Sustuğu Yer: Örgüt İnfazları

Aytekin Yılmaz / Eskiden Kürt sorunu aydınlar yazarlar ve siyasetçiler için bir turnusol kağıdı gibiydi. Bugün ise örgüt infazları bu kesimler için birer turnusol kağıdı işlevi görüyor. Çevrenizde deneyin göreceksiniz bunun böyle olduğunu…

Peki, niçin bu konuda bu kadar ısrar ediyorum. Bu kadar abartılacak bir konumudur bu örgüt infazları meselesi? Abarttığımı düşünmüyorum, keşke daha çok yazabilsem. Sorun 40 yıldır bu ülkeyi yakıp yıkan savaşın bizzat kendisidir. Bu konu konuşulmadan bu Kürt savaşı bitmez. Bu örgüt infazları meselesi sadece PKK ve birkaç örgütün işi değildir. Bu ülke tüm kurum ve kişileriyle bu işin içinde ve katil neredeyse herkestir. Nasıl yani? şöyle, örgütler tetiği çekmiş olabilir, ama sonrası bakın nasıl işlemiş. Örgütler cinayeti işlediğinde gazeteciler haberini yapmadılar, insan hakları örgütleri kınamadılar ve mağdurun yanında olmadılar. Yazarlar bu cinayetleri duymak görmek ve yazmak istemediler. Üniversiteler bu konularda araştırma yapmadılar. Sivil toplum örgütleri bu konuda proje yapmadılar. Kurum ve örgütler sustuğu için, hatta üstünü örttükleri için geniş anlamda toplumda pek oralı olmadı.

Sadece bunlarla sınırlı kalınmadı, örgüt infazlarını konuşmayan insan hakları savunucuları Kürt şehirlerinde ya milletvekili seçildi, ya da belediye başkanı. Örgüt infazlarını yazmayan gazeteci yazarlar HDP li Kürtler tarafından baş tacı edildiler. Bu konudaki Körlük çeşitli düzeylerde ödüllendirildi. Son 40 yılda bu savaş bütün aydın yazarların vicdanını kirletti. Bu kirleri açığa çıkmasın diye örgüt infazlarını duymak tartışmak istemiyorlar çünkü neredeyse hepsi bulaştırıldı bu işin içine. Bulaşmayanlarda geçmişte sustukları için şimdi yine susmayı tercih ediyorlar. Bu cinayetler Kırmızı pazartesi cinayetinden daha aleni işlendi ve herkes görmüştü. Sadece görmemiş gibi yaptılar.

Örgüt infazlarını konuşmuyorlar, çünkü konuşsalar savaşın bütün kiri pası açığa çıkacak. Savaşı bitirmek istemiyorlar, çünkü bu savaş Kürtlerin savaşı değil, devletin ve devletlerin savaşıdır. Bir anımı anlatayım sonra dağılalım, “Yoldaşını öldürmek” adlı kitabı mı yazarken, dönemin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne gittim. Dönemin 2. Müdürleriyle bir görüşme yaptım. Onlara, “Eğer 1990-2000 yılları arasında hapishanelerde örgütler tarafından öldürülmüş insanların listesini verirseniz kitabımda kullanmak istiyorum.” Veremeyiz dediler. O cinayetler devlet sırrı kapsamına giriyor. Bunun üzerine ısrar ettim, “Niye sır olsun ki bunlar örgüt infazları değil mi..?” Yok, dediler. O iş biraz karışık bizi aşıyor dediler ve o bilgileri bana vermediler. O yıllarda hapishanelerde kaç insan öldürüldü hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Geçen yıl öğrendim, bana bu bilgileri vermeyen devlet bürokratları FETÖ dan içeri alınmışlar.

Gelelim niye bu kadar ısrar ettiğim konusuna… doğrusu şöyle olacak siz niye ısrar etmiyorsunuz. Israr ediyorum, çünkü kalan ömrümü savaşın olmadığı zamanlarda geçirmek istiyorum. Yanılıyorsunuz, geçmişi konuşmuyorum, bu yazdıklarımın hepsi geleceğimizle ilgili şeylerdir. Savaş karşıtı her insan örgüt infazlarını konuşmalıdır. Bu savaşın kara kutusu devletin yaptığı operasyonlar değil, örgüt infazlarıdır, üzerini biraz kazıdığınızda devleti göreceksiniz. ve bunu anladığımızda barışa biraz daha yaklaşmış olacağız.

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

seventeen + one =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla