Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Dr. C. Benard’dan Kürdlere Tavsiyeler

Dr. Charley Benard Kürdler icin yazdi:

Kürdistan halkı kararlı bir şekilde referanduma gitti fakat bu sadece bir başlangıç. Dış dünyanın referanduma tepkisi şimdilik hayal kırıklığı yarattı. Kürtlerin kendilerine sadık bir arkadaş olarak gördüğü Amerika, referanduma gidilmemesi için Kürdistanı ikna etmeye çalıştı, diplomatlarını gönderdi. Referandum aniden gerçekleşti.

Bağdat yönetimi sonuçları kabul edip yapıcı diyaloğa başlamak yerine, hızlı bir şekilde Kürdistanı cezalandırmaya ve korkutmaya başladı. Bağdat yönetimi, havaalanlarını uluslararası ulaşıma kapatarak, Kürdistan’ın dış dünya ile ilişkisini kesmeye çalıştı, tehditler savurdu.

Bağdat, İran ve Türkiye’yi cesaretlendirerek, hayatı Kürdistana çekilmez kılmaya çalıştı. Kerkükte, Irak ordusu ve İran tarafından eğitilmiş birliklerle savaş kaçınılmaz hale geldi. Hatta bu güçler bazı Kürt bölgelerini el geçirdi.

Kürtler, Irak’ın attığı adımlardan ve dünyanın kendilerini desteklememesinden dolayı hayal kırıklığı içersinde. Fakat hiç hayal kırıklığına uğramasınlar. Bu üzücü ve ürkütücü olaylar gayet normal ve beklenen bir durum. Bu zorlu zamanlarda, bağımsızlığa giden yolun kayalıklarla dolu, acılı bir süreç olduğunun farkına varılmalı.

Bağımsızlık ancak bu yollar azimle ve cesaretle aşılıp acılara dayandıktan sonra gelecektir. Zaten Kürtler bunlara çoktan alışmış durumda. Azim, cesaret ve dayanıklılık Kürtler de var. Kürt halkı şunu bilmeli ki, gelecek günler zorlu olacaktır. Şu an ki normal bir durum ve Amerika da olmak üzere bağımsızlığa giden bütün uluslar bu süreçlerden geçtiler.

Amerika Birleşik Devletleri ilk başlarda İngilterenin sömürgesiydi. Amerikalılar çok çalışıyordu ve toprakları zengindi. Bu nedenle Amerika’nın 13 kolonisi İngiltere için karlıydı. Amerikalılar çok fazla vergi verip karşılığında azını alabiliyolardı. Amerikanın bağımsızlık mücadelesi daha fazla otonomi ve daha iyi yaşam koşulları isteğiyle başladı.

İngilizler diyaloğa yanaşmadı, aksine ortaya çıkan bu istekleri bastırmaya çalıştılar. Amerikalılar mücadele etmeye devam ettiler ki bu mücadele Amerika Birleşik Devletleri’nin kurulmasını sağladı. Fakat bu sonuç 18. yüzyılda başlayan özgürlük mücadelesinin ürünüydü. İlk başlarda Amerikalıların bu mücadelesine şans verilmiyordu ve yenilebileceği düşünülüyordu.

Amerikan özgürlük mücadelesi perpektifinden, kolay olmayacak fakat eğer cesaretinizi kaybetmezseniz bağımzsızlık er ya da geç olacaktır. Ayrılmak istediğiniz ülke, size kızacak, sizi tehdit edecek ve sizi güç kullanarak durdurmaya çalışacak. Onların gözünden bakarsanız onları anlayabilirsiniz. Siz onlardan ayrılınca, onlar kendilerini aşağılanmış hissedecek. Dünyanın gözü önünde, sizi ayrılmaktan geri çeviremedikleri için utanmaktan korkacaklar.

Dahası, ayrılırken beraberinizde götüreceğiniz petrolü, parayı, toprakları ve diğer kaynakları kaybetmek istemeyecekler. Bu, ayrılmak istediğinizi eşinize söylemek gibi bir şey. Belki, eşiniz arkadaşça davranacak, makul olacak, oturduğunuz evi size bırakacak ve çocukların kimde kalacağıyla ilgili sizinle hemfikir olacak. Tabi ki muhtemelen böyle olmayacak. Sonraları arkadaşça kalabilirsiniz ama ilk başlarda aranızda gerilim eksik olmayacak.

Liderleriniz ve insanlarınız olay başladığında, konu üzerinde bölünecekler. Ülkenizin farklı parçaları, farklı siyasi partileri ve hatta aile bireyleriniz, zorlu, engebeli geçiş döneminde birbiriyle anlaşamayacak ve ayrışacaklar. Bazıları size ihanette kişisel çıkarlarını görecekler. Yalnız, bu durumun sadece sizin başınıza geldiğini düşünmeyin. Her zaman bu böyle oldu.

Amerikan bağımsızlık mücadelesinin ünlü savunucularından Benjamin Franklin, öz oğluyla bağımsızlık nedeniyle ters düştü. Oğlu İngiliz kolonileri yönetiminde görevliydi. Güney Amerika ilk başlarda İngilizleri destekliyordu. Fakat bu sonraları değişti ve baba oğul mücadeleye birlikte devam ettiler. Amerika birleşik devletlerinin kurucu babası, ilk başkan ve büyük bir kahraman George Washington, siyasi rakipleri tarafından devamlı aşağılanıyor ve engelleniyordu.

Bu durum tabi ki iyi değil, fakat hatırlayın, bu beklenen bir süreç. Zorlu bir periyotta uzun süre acı çekeceksiniz.

Ayrılmak istediğiniz ülke, sizi cezalandırmaya çalışacak, sizi korkutacak ve fikrinizi değiştirmeye çalışacak. Bu genellikle ekonomik cezalandırmalarla başlar. Yasal bir süreç. Eğer bu ekonomik yaptırımlar işe yaramazsa askeri güç kullanacak. Gıda kıtlığı çekeceksiniz ve ocağınızı tüttürecek yakıtız olmayacak.

Askerleriniz yeterli teçhizatla dontılamayacak ve uzun süre maaş alamayacak. ABD devrim sürecinde, George Washington’un askerlerinin yeterli ilacı, battaniyesi ve yiyecekleri yoktu. Bir süre sonra yenecek tek şey kestaneler kalmıştı. Moraller düşüktü. Washington, ağır kış şartlarında, Forge vadisinde, askerlerinin üçte birinin ayakkabılarının veya botlarının olmadığını tahmin ediyordu.

Giyeceklerini ayaklarına sarıp kardan korumaya çalışıyorlardı. Asker bulmak çok zordu. Açlık her tarafa yayılmıştı. Tarlayı sürüp biçmek zorlaşmıştı çünkü erkekler uzakta, savaşta ve kadınların tek başına ekip biçmesi mümkün değildi. Karşı tarafın çok fazla avantajı vardı çünkü kurulu bir güçtü. George Washington hiçbir zaman 18 bin askerden fazlasına sahip olamadı.

Diğer tarafta İngilizlerin iyi eğitilmiş ve dontılmış 47 bin askeri vardı. İngilizler, Amerikalı isyancılara ekonomik yaptırım uyguladığında Amerikalılar kendi kağıt paralarını basmaya başladılar. Fakat mevcut banka sistemleri ve sermayeleri olmadığı için bastıkları bu paralar işlevsiz kaldı ve bu sistemleri çöktü.

Liderlerin problemleri de vardı. George Washington karizmatik ve çok saygı gören bir kişiydi fakat askeri becerisi yoktu, hata yapmaktan korkuyordu ve çok yavaş karar alıyordu. Onu kıskanan rakipleri, İngilizlerle savaşmaya konsantre olmak yerine işleri güçleştiriyorlardı. George Washington zamanının çoğunu siyasi rakipleriyle ve eleştirilerine cevap vermekle harcadı.

Askeri anlamda işler Amerika için çok zordu. Öncelikle eğitimsiz ve teçhizatsızlardı. En önemli 25 savaşın sadece biri Amerika tarihi için zaferle sonuçlanmıştı. Savaşın birinde, bin askerden fazlası ölmüş ve 2 bini esir alınmıştı. Süreç yalnız yavaş yavaş tersine dönmeye başlamıştı. Tabi ki rakibiniz devasa diplomatik avantajlara sahip. Rakibiniz tanınan bir millet ve diğer hükümetlerle bağları var.

Benjamin Franklin umutsuzca bütün Avrupayı dolaştı. Amerikayı tanıyacak ve destek verecek bir müttefik aradı. Almanya, İngiltere saflarındaydı ve özel eğitimli birliklerini İngilizlerlerle birlikte savaşmaları için göndermişti. Özellikle İspanya ve Fransa, İngilizlerin New York işgalinden sonra Amerikayı tanımayı reddetti. Fakat neticede Amerikalılar pes etmedi. Fransa tarafını değiştirip Amerikaya yardım etmeye karar verdi.
Sizin de avanjlarınız var. Siz kendi coğrafyanızı diğerlerinden daha iyi biliyorsunuz. Kürtler, dağlarla özdeşleşmiş, tek dostu dağlar. Aynısı Amerika kolonileri için de geçerliydi. Amerikalılar, kendi ülkelerinin vadilerini, nehirlerini, dağlarını ve ormanlarını İngilizlerlerden daha iyi biliyorlardı. Gizli yerlerde saklanıp karşı saldırılar gerçekleştiriyorlardı.

Amerikan isyancıları aynı zamanda sivil halktan oluşan bir orduya sahiplerdi. Bu sıradan insanlar, isyancılara yiyecek, barınak ve en öncemlisi bilgi veriyorlardı. Eğer yol kenarında yaşayan biri, İngilizlerin kendi aralarındaki konuşmalarını duyarsa veya kuvvetlerin harekete başladığını görürse hemen yakındaki köye haber salıyordu.

Bu sayede küçük Amerikan birlikleri İngiliz baskınlarına hazırlıklı oluyorlardı ve sürpriz saldırılar yapabiliyorlardı. Her Amerikalı öğrenci bir mesaj niteliği taşıyan şu şiiri bilir; “Dinleyin çocuklarım ve siz Paul Revere’nin gece yarısı at sürüşünü duymalısınız”.

Bunun gibi daha nice efsaneleşmişleri var. Sybil Ludington isyancı bir liderin en küçük kızıydı. O ve atı Star, genellikle zor şartlar altında birliklere haber ulaştırıyordu. Sybil Ludington’ın bilinen en önemli görevi, 1777 yılında İngilizlerin 50 km ötedeki kasabaya 2 bin kişilik bir kuvvet gönderecekleri haber etmesiydi. 16 yaşındak bu kız, gece boyunca karanlık ormanda, patika yolda ve ıssız yerlerden geçerek atını 65 km sürdü. Kasabaya ulaştı ve İngilizlerin geleceğini haber verdi.

Sivil halkın desteği ve gerilla savaşı kabiliyeti en sonunda herşeyi tersine döndürdü. Diğer faktör de arkadaşların desteği. Almanlar verdikleri eğitimle, Fransızlar silah desteği ve diğer kritik noktalardaki destekleriyle yardımcı oldular. Zorlu süreç uzun süre sonra bitecek. Amerikan devrimci savaşı yedi yıl devam etti ve bu süreç İngilizler varılan anlaşmadan sonra iki yıl daha devam etti.

Bu anlaşmaya rağmen İngilizler bazen bu anlaşmaya sadık kalmadı ve ara ara çatışmalar yaşandı. Sabırlı olmak olmazsa olmaz. Yol boyunca, işlerin çok kötü gittiği, hatta umudun tükendiği zamanlar olacaktır. Amerikan özgürlük mücadelesi savaşçıları birçok yenilgiye uğradı hatta bazı zamanlar artık herşeyin bittiği noktasına gelindi.

İngilizler birçok önemli savaşı kazandı. Örneğin New York şehrini ele geçirdiler. Eğer özgürlük mücadelesinde pes etmez, devam ederseniz diğer ülkeler size yardım edecektir ve dünya bağımsızlığınızı tanıyacaktır. Diğer ülkelerin vites değiştirip size yardımcı olması uzun zaman alacaktır. Sabırla bunu beklemelisiniz.

Dr. Charley Benard, RAND Derneği’nin eski direktörü ve siyasi analizci.

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

19 + 16 =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla