Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Gece Gelen Telefon

Hasan Dere / Ergun Babahan, “Devlete de, partilere de Ergenekon hakim“ başlıklı bir makale yazdı.

TC’nin serüvenini dile getirirken, isterse reel gerçeklere değinebileceğini de gösterdi.
Alsında TC devletinin pek gizli kodu yok, her cenahtan (Arnavut, Çerkez, Ermeni, Kurd, Laz) aydın ayaklarında kalem oynatanlar bulandırmasa adı geçen yazıda dile getirildiği gibi her şey net. Babahan, bir çok şey söylüyor, ben söylenenleri bağlayarak yalınlaştırmak istiyorum, o kadar!

“Türkiye 100 yıllık parantezden çıkamadı. Devletin bekaası anlayışını öne alıp toplumun refahını arka plana iten devletçi anlayış bu kez Kazım Karabekir’ci bir çizgide devlet hakimiyetini sürdürdü.”

Develetin sürekliliği için, toplumun geleceğini harcayan devlet, Erdoğan (Karabekir) üzerinden yürüyen (İslamcı) hata döndü.
Evet aynen öyle. İyi de bunu kim sağladı?

Ergenekon mu?

O da kim? Mesela “DİN BİRLEŞTİRİCİDİR” deyip, 12 Eylül 80 darbesi yapan Evren başkanlı konsey mi?

Kim bunlar, TC genelkurmayı değil mi?

Peki ne zaman adını koyacaksınız, hep ÖHD, Ergenekon, JTEM falan diyerek gizli bir örgüt gibi mi sunacaksınız?

“ASLINDA 100 YILLIK CUMHURİYET TARİHİNDE İSTİSNA OLAN DEMOKRASİ, KURAL OLAN BASKI VE VESAYET REJİMİYDİ.

Çok partili hayata geçişten sonra demokrasi fasılaları hep kısa sürmüş ve sonu hep askeri diktatörlükle noktalanmıştı.

DEMOKRASİ, KENDİNE DEVLET DİYEN YAPININ DÜŞMAN SAYDIĞI UNSURLARIN ÖNE ÇIKMASINDAN BAŞKA SONUÇ VERMİYORDU.”

Neymiş; istisna olan demokrasi imiş, kural olan da baskı ve vesayet rejimi.

Daha nereye not etsek de anlatabilsek!

Yetmedi, gözünüze çarpsın diye koyu işaretlediğim bölüm ne diyor; asıl olan ne, demokrasi neye yol açıyormuş?

Olduğu gibi yeniden okuyalım: “Demokrasi istisnaymış ve devlet denen yapının düşman saydığı unsurların öne çıkmasına yarıyormuş!”

İşte demokrasi düşmanlığının temel nedeni bu!

Yani demokrasi topluma bol falan gelmiyor, düşman sayılan kesim de faydalanıyor, tüm mesele bu!

Öyleyse demokrasiye ölüm!

Peki sayın Babahan, bu anlayışı topluma askerler mi yedirdi, yoksa düşmanı alt etmek için askere destek olsun diye siz mi öyle resmettiniz?

Yahut katkınız ne kadardı? “Adına Ergenekon veya derin DEVLET DENİLEN YAPI, SONUNDA DEMOKRASİ OYUNUNU NOKTALADI ve devleti Abdülhamid tipi, Türkçü-İslamcı bir diktatörlükle noktalayacağına ikna oldu. 15 Temmuz darbe tiyatrosu bu dönüşümü gerçekleştirmenin önemli bir adımıydı.”

Yine kelime oyunları, ya kuzum siz daha doymadıysanız neden bu yazıyı kaleme aldınız?

Askerlerin istibdat rejimi kurmalarına, siz kalemşorların desteği olmasaydı toplum izin verebilir mi idi?

Ne o derin devlet, Ergenekon kısaca ASKERİ KONSEY yahut genelkurmay karagahi desenize! Bunun üstünde ne kuvvet var?

Sözde sivil idareci olan Çiller’in burnuna parmak sallayarak had bildiren kimdi? Gerçi hak ediyorsunuz o da başka konu!

“CHP’nin adayı ve yönetim kadrolarının seçim gecesi, SEÇİM SONUÇLARINI GAYRİ-MEŞRU İLAN ETMEKTEN İMTİNA ETMESİNİN VE ERDOĞAN REJİMİNE MEŞRUİYET KAZANDIRMA ÇABASINA GİRMESİNİN ASIL NEDENİ DE BUDUR. Genel başkanı çevreleyen kadrolara yakından bakmak bu gerçeği görmeye yetecektir. ”

Hiç fazla söze gerek yok. Facebook’ta ‘gece gelen telefon’ derken askerin emrini kastetmiştim, burada da Babahan aynı şeye vurgu yapıyor. SEÇİM GECESİ NE OLDUYSA MUHALEFET YELKENLERİ İNDİRDİ. Seçim sonuçlarının sunulduğu gibi kabul edilmesinin nedeni,

“DEVLET DENEN YAPININ” (askerin) talebi üzere olduğu da böylece netleşiyor! Ne var bunda? Erdoğan/AKP diktatörlüğü sanıldığı gibi toplumun tercihi değil, askerin emridir, nokta!

Sonuç bu!

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

17 − fifteen =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla