Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Ü. Fırat’la ‘SEÇİM’ler…

ULAŞ BOZ-HDP’nin her iki ittifak blokunca dışlanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

ÜMİT FIRAT-Eğer iki ittifak blokuyla Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli’nin kader birliği ile CHP-İYİ Parti-Saadet Partisi-DP ittifakını kastediyor ve HDP’nin de bu iki bloktan dışlanmış olduğunu nasıl değerlendirdiğimi soruyorsanız, böylesi bir durum karşısında HDP’nin dışlanmış olduğunu düşünmüyorum.

HDP’nin Erdoğan-Bahçeli ittifakından ne kadar uzak olduğunu ve neredeyse, ittifaklarının önemli bir malzemesi olduğunu da söyleyebiliriz. Onlarla asla birlikte olamayacakları ve herkesin gözü önünde cereyan etmiş o kadar çok gerekçe var ki, sorunuzun bu kısmına cevap aramaya bile gerek yok. Hatta öylesine bir düşmanca tutum alınmıştı ki, sırf CHP’ye “vatan haini terörist örgütün uzantısı bir parti” ile işbirliği yapıyor diyebilmek için, CHP’nin HDP ile işbirliği yapmasını en çok tavsiye edenler de Reisicumhur Tayyip Erdoğan ve adamlarıydı.

Keza CHP ve ittifak yaptığı diğer milliyetçi partilerin kitle tabanlarında da, HDP ile işbirliğine hiçbir şekilde uyum sağlamak istemeyen önemli bir kesim olduğunu dikkate almak lazım. Kaldı ki, HDP’ye oy vermek isteyen insanlardan da böylesi bir ittifaka oy vermeyecek çok sayıda insan olduğunu düşünüyorum.

Yani şu anda ortaya çıkan tabloda hiçbir tuhaflık ve şaşırtıcı bir durum görmüyor ve bu itibarla HDP’yi ittifaklardan dışlanmış gibi düşünmüyorum. Ancak böylesi bir görünüm, toplumun bazı kesimlerinde sanki ittifaklardan “dışlanmış” gibi bir algı oluşmasına da yol açabileceği gibi, bir mağduriyete doğmuş olduğu hissi ile oy sandığında HDP lehine bir gelişmeye dönüşebilmekte. Tabii kendileri de, gerçekten bu ittifaklardan dışlanmış olduklarını düşünüyorlarsa, işte asıl tuhaf olan bu olur.

HDP VE BARAJ SORUNU

ULAŞ BOZ-HDP’nin barajı geçmesini mümkün görüyor musunuz?

ÜMİT FIRAT-2015 Haziran seçimlerindeki rüzgârı yakalayabilmesi oldukça zor. Hendek savaşları ile legal ve demokratik siyaset alanında yıpranmış olması, keza büyük bir sempatiyle karşılanan Selahattin Demirtaş’ın artık partisinin başında olmaması, mevcut eş-başkanlarının Kürtler arasında pek de sempatik bulunmaması, tabii ki o günkü şartlara göre HDP açısından epey bir kayıp.

Ama yukarıda da değindiğim gibi, her ne kadar bir algı olarak zihinlerde yer etmiş de olsa ittifaklara dâhil edilmemiş gibi düşünülmeleri, toplumda HDP’ye dönük bir mağduriyet duygusuna yol açabilmiştir. Bunun yanında, parlamenter dokunulmazlıklarının kaldırılması, hapse atılmalar, belediyelerin kayyuma devri ve daha pek çok uygulama ile kendilerine alenen yöneltilen ayrımcı politikalar, başta Kürtler olmak üzere, toplumda meşru bir tepkiye de dönüşmüştür. Bu tepki sonucunda ise kendi taraftarı olmayan pek çok Kürt’ten ve Kürt olmayan seçmenlerden oy almalarının mümkün olabileceğini düşünüyorum. Hele hele barajı aşamaması halinde, seçilmesi beklenen 60-70 civarındaki milletvekilliğinin tamamının kaybedilmiş olması veya yok sayılacak olması sonucu neredeyse tümünün yerini AKP’li adayların alacağı düşünülürse, insanların sırf barajı geçmeleri için de olsa HDP’ye oy verebileceklerini de hesaba almak gerek.

Kritik bir noktada olmalarına rağmen, büyük bir ihtimalle barajı geçme şansına sahip olduklarını düşünüyorum.

KÜRT SEÇMENİN TAVRI

ULAŞ BOZ- Kürt seçmenin tavrı bu seçimde sizce ne olmalıdır?

ÜMİT FIRAT-Yukardaki soruda bunun cevabının bir kısmını vermiş oldum. Ancak seçimlerde insanların topluca hareket etmeleri de pek sık rastlanan bir hadise değildir. Kürtler artık AKP’den tamamen koptu diyenlerin yorumlarına katılmıyorum. Aday adaylığı için başvuran Kürtlerin sayıca yoğun olmalarına bakıldığında, demek ki, hala AKP’ye oy verecek önemli bir Kürt seçmen bulunmakta.

Çeşitli etik, sosyolojik, psikolojik vb. nedenlerle bazılarının pek de içlerine sinmese de, Kürtlerin çok büyük bir kısmının HDP’ye oy verdiklerini söylemek, bir kehanet değil. Ancak nasılsa bize oy verilecek diye, adayların tespitinde de keyfi davranılarak, Kürtlerin özgürlük, eşitlik ve demokrasi mücadelesine hiçbir katkı sağlaması mümkün olmayan, bütün enerjisini, asla gerçekleşmeyecek muhayyel bir Türk devrimi için tüketen bir takım marjinal radikallerin aday gösterilmelerini de pek dürüstçe ve etik bulmadığımı söylemek isterim.

Genel seçimlere katılabilmelerinin mevcut yasalarla mümkün olmayan ve bağımsız Kürt adaylarla seçimlere katılmayı tartışan HAK-PAR’ın ve diğer Kürt parti, grup ve inisiyatiflerinin oluşturdukları ittifaklara ve işbirliklerine de saygı duyuyorum.

Diğer taraftan Kürtlerin siyasi tercihlerinin birbirlerinden farklı olmasından dolayı kendi aralarında husumet ve yeni düşmanlıklar yaratmalarının da hiçbir haklı nedeni olmadığını düşünüyorum.

ULAŞ BOZ-Seçimin Tayyip Erdoğan ve Muharrem İnce arasında geçeceği görülüyor. Seçimin galibi R. Tayyip Erdoğan olursa neler olabilir, Muharrem İnce kazanırsa ne olur? Kürtleri nasıl bir gelecek bekliyor?

ÜMİT FIRAT-Bir kere Tayyip Erdoğan, bir mağduru olarak meşru görülmediği müesses nizamla uzlaşarak, hatta onu bizzat uygulamak üzere devralarak kendisine yeni bir pozisyon ve misyon seçti. MHP ile işbirliğine girişerek, şahsi hedeflerini ve yakın geleceğini bu pozisyonuna uygun olarak düzenlemekte. Ayaklarının altına aldığı milliyetçiliğine yenide sahip çıkarak, radikal bir Türk milliyetçiliği çizgisini benimsedi. Kürdistan referandumunda en büyük Kürt karşıtı tepkiyi gösterdi.

Tek tek saymakla bitiremeyeceğim bütün bu marifetlerinden sonra, Kürtler açısından Tayyip Erdoğan ile gidilecek bir yol kalmadığını ve artık ciddi bir yol ayrımına varılması gerektiğini düşünüyorum.

Muharrem İnce’ye gelince, Kürtler’in statüleri açısından yapabileceği fazlaca bir şey olmayacak elbette. Ama başta OHAL’in kaldırılması ve beğenmesek de, mevcut hukuka daha fazla bağlı kalacağını düşünüyorum.

Sonuç olarak Kürtler açısından yakın bir gelecekte fazla umut verici bir durum göremiyorum.

SEÇİM İTTİFAKI

ULAŞ BOZ- Azadi Hareketi, PAK, Kürdistan Demokratlar Platformu, KDP-T ve PSK Türkiye’deki seçimlerde ortak hareket etmek amacıyla protokol hazırladı. Bu ittifaka şiddetle karşı çıkıp küçük partilere yönelik olarak “koltuk sevdası” diyen de var, son derece olumlu bulan da. Siz ne düşünüyorsunuz?

ÜMİT FIRAT-Seçim ittifakları bizde genel olarak “bizden kaç kişi, sizden kaç kişi” biçiminde bir at pazarlığı olarak pratiğe yansıdığı için, “koltuk sevdası” diyenler de olur tabii.

Gerek Kürdistan’a, gerekse dünyaya bakış açıları bakımından birbirlerinden hiçbir ciddi programatik farkları olmadığını düşündüğüm ve pek çoğu değerli arkadaşlarım tarafından kurulan bu siyasi yapılar, seçimlerden seçimlere bir araya gelip seçim ittifakı yerine geleceği inşa etmek üzere kararlar alıp, beraberliklerini daim kılmak üzere bir çalışmaya gidebilirlerse harika bir şeyi başarmış olacaklarını düşünüyor ve diliyorum.

YARIN: İBRAHİM GÜÇLÜ

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

20 − 14 =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla