Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Referandum ve işbirlikçilik

Medeni Ayhan // Teorik düzeyde Ehmedê Xanî den bu yana 300 yılı aşan bir sürede Kürdistan yurtseverlerinin ve devinimcilerinin bağımsız Kürdistan hedefini esas almış olduğu tartışmasızdır. Hatta güçlü lider büyük devlet kuruluşu hedefini Hz Zerdeşt e kadar götürebiliriz. Pratik te ise, son iki yüz yıllı aşan tarihimizde dört parçadaki kırka yakın ulusal ayaklanmanın yöneldiği nihai hedef de; bağımsız Kürdistan nın kuruluşu ve sömürgeciliğin bütün etkileri ile birlikte tasfiyesidir. Kürdistan ulusunun verdiği bütün bedeller ve maruz kaldığı soykırımlar da, Sömürgeci devletlerin bağımsızlık imkanını ortadan kaldırmaya yönelik olmuştur.Bütün Şehitlerimiz bağımsız Kürdistan hedefi için kendilerini adamışlardır.

Günümüzde bağımsız Kürdistan ı ilan etmek için ortaya çıkan koşullar belki elli yılda bir veya yüz yılda bir yakalanabilecek koşullardır. Siyasetin bir yanı mücadele ile olanakları yaratmaksa diğer yanı da ortaya çıkan bölgesel ve uluslar arası uygun koşullar ile çelişkilerden ustaca yararlanabileme yeteneğidir.

1886 da dünyada toplam 25 devlet var iken, bugün 207 devlet bulunmaktadır. 1886 yılından buyana kurulmuş olan bütün devletler manda işgal veya sömürgecilik statüsünden kurtularak kurulmuş devletlerdir. Bu devletlerin hiçbiri bağımsızlık dışındaki herhangi bir entegrasyoncu çözümü tercih etmemiştir. Bugün birbirleri üzerinde egemenlik kurmaksızın, eşitlik temelinde ve federasyon modeli çerçevesinde devlet oluşturmuş halklar dahi; (Belçika da felemenler ve Valonlar, buna karşın İspanya da Katalonlar ve Basklılar vs) ayrışma sürecindedir. Devlet; bir ulusunu kendisini kurduğu kurumsallaştırdığı, temsilini sağladığı, korumasını gerçekleştirdiği,örgütlenmesinin mekanizmasına dönüştürdüğü yapı olarak; yer yüzünde sınıflar var oldukça var olacak, sınıfların ortadan kalması ile birlikte sönecektir. Kapitalizm de ulusu ve ulusal devleti burjuvazi, sosyalsizim de de ulusu ve ulusal devleti proletarya temsil ederek yönetir. İçinde bulunduğumuz yüzyıla bile seslenmeyi bilmeyenler, sonraki yüzyıllara seslenemezler.

Dünyadaki bütün halklar içinde; en temel ve en kadim tarih ve kültürlerden birine sahip olan, muazzam yer altı ve yerüstü zenginliklere sahip olan, ancak sömürgeci bağımlılık sonucunda, bugün bile, Afrika daki bağımlı halkların hak ve olanaklarına dahi sahip olmayan Kürdistan ulusunun önüne, sömürgeci devletlerin kabul ve referanslarını hedef olarak koyarak,sömürgeci devletlerin kirli fantezilerini yeni bir felsefe diye pazarlayarak, bütün sömürgelerde tutunacak temel değer olan yurtseverlik bilincini kirletmeye,kendi eşitliğini gereci statükoya rağmen gerçekleştirmeyi hedeflediği için devrimci olan ezilen ulus milliyetçiliğini de ,eşitsizliği,gerici statükoyu sürdürmeyi esas alan ezen ulus milliyetçiliği ile eşitlemeye çalışanların tamamı; Kürdistan ulusal mücadelesinin ihtiyaçlarını tüketmektedirler.
Bütün şehitlerimizin uğruna baş koyduğu bağımsız Kürdistan stratejisini yozlaştırmaya ve Kürdistan ulus Mücadelesinin ihtiyaçlarını tüketmeye yönelen bütün liderlerin ,örgütlerin, siyasetçi ve aydıncıklarının tüketilmesi ve kenara bırakılması gerekmektedir. Lider kültünü veya parti varlığı ve çıkarını, ülkemiz Kürdistan nın ve Kürdistan ulusunun üzerine çıkarmak üzere; sistem ve anlayışlarını kurmuş olanların yurtsever ve devrimci nitelikleri yoktur. Ya sömürgeci devletlerle entegrasyonu esas alan, dolayısıyla Kürdistan nın ülkesi ve ulusu ile birlikte bölünmüşlüğünü esas alarak sahte çözümler öne sürenler; Ulasal bağımsızlıkçı çizgiye gelmeli,yada tasfiyeleri sağlanmalıdır.

Partiler; ulus ve ülke için bir araçtır, liderlerde bu araç içinde bağımsızlık hedefine sadık kaldığı sürece anlamlı bir role sahip olur. Bağımsızlık hedefine sadık kalmayan örgüt ve liderlerin anlam ve değerleri yoktur. Kürdistan ulusunun eğilim ve özlemleri de diğer dünya halkları ile türdeştir, aynıdır. Kürdistan ulusunun diğer mazlum ulusların tersine kendine özgü kategori dışı bir niteliği ve hedefi olmamıştır.

Kürdistan nın Güneyindeki referandum; kendilerini Kürt örgütü veya lideri diye tanımlayanlardan entegrasyoncu sahte çözüm biçimlerini esas alınlarının ideolojik politik çizgilerinin Ülkemiz Kürdistan da ve Kürdistan ulusu içinde de bir anlam ve karşılığının olmadığını bir daha gösterecek,işbirlikçi anlayışlarını boşa çıkaracaktır. Kürdistan nın Güneyindeki bağımsızlık referandumunu her yurtsever ve her devrimci desteklemek zorundadır. Kürdistan nın Güneyindeki bağımsızlık referandumunu desteklemeyen,ancak bölünen ve paylaşılmış olan Kürdistan nın dört parçasında Kürtler adına siyaset yaptıklarını da iddia eden bütün liderler, partiler,örgütler,gruplar,çevreler,sınıflar,siyasetçiler ve aydınların tamamı; Sömürgeci devletlerinden Türkiye nin, Irak ın,İran nın ve Süreyi nin uşaklarıdır. Bağımsızlık referandumunun sonuçsuz bırakılması için dört sömürgeci devletin özel küvetleri ile birlikte yeni bir provokasyon,komplo, kalkışma ve istikrarsızlaştırma hamlesi yapmaları kuvvetle muhtemel olduğundan, önleyici tedbirler alınmalı, bu tür bir durum his edildiğinde ise, en ağır yanıt esas alınarak üzerine gidilmelidir. Entegrasyoncu çözüm tarzını dayatanlar, bölünen ve paylaşılan Kürdistan nın yeni koşullardaki bölünmüşlük ve paylaşılmışlık statüsünü yeniden ürüterek, devam ettirmek isteyenlerdir. Bu gericiliğin ve sömürgeciliğin gelinen yeni koşullarda Ülkemiz Kürdistan daki yeniden üretimidir. Bedeli ne olursa olsun Ortadoğu da haritalar yeniden çizilmeden, Ülkemiz Kürdistan nın ve Kürdistan ulusunun özgür ve bağımsız olabilmesi olanaklı değildir. Ülke ve halk olarak özgürlüğümüz, bağımsız devletimizi kurmamıza bağılıdır. Sykes-Picot antlaşması, Lozan antlaşması ile çizilen ve Sadabat Paktı gibi bölgesel paktlarla desteklenerek sürdürülen gerici-sömürgeci statükoyu çöpe atmak zorundayız.
İstisnasız olarak her sömürge ülkede; sömürgeci devletler ile entegrasyon temelinde uşaklıktan ibaret olan çözüm biçimlerinden birini esas alarak çalışan ve buna karşın bağımsızlık stratejisinden ödün vermeyenlerin çatışması yaşandı/yaşanacaktır. Ancak günümüze kadar gerçekleşen ve okunan tarihe bakıldığında; entegrasyoncu çözüm biçimlerini dayatanlar, her yerde bila istisna olarak Bağımsızlık stratejisinden ödün vermeyenlere yenilmişlerdir/yenileceklerdir. Her sömürge ülkede olduğu gibi, ülkemiz sömürge Kürdistan da da iki ana akım veya siyaset vardır. Her ana akımın kendi içindeki farklı motifler ayrı tartışma konusudur. Bu iki ana akımdan birincisi; kesin kopuşa dayanan bağımsızlık stratejisidir, yurtseverliğin ve devrimciliğin yükseldiği her dönemde bu çizgi yükselmiştir. İkincisi de; sadece ideolojik politik yozlaşma ve kokuşma dönemlerinde revaçta olan entegrasyoncu çözümleri esas alan, tasfiye edilmesi gereken uşak çizgidir. Bugün entegrasyoncu çizginin temsilcisi olmaya devam edenler, finalde saflarımıza gelmek zorunda kalacaklardır, bunlar her düğünün damadı veya gelini olmaya çalışacaklardır. İçten ve dıştan dönüştüğünü söyleyenleri, hata entegrasyoncu çözümleri savunurken dahi yüreklerinde her zaman bağımsız Kürdistan ateşinin yandığını söyleyebileceklerdir. İşbirlikçi entegrasyoncu çözüm tarzlarında ısrar edenler ise, tasfiye edilecektir. Bu benim şahsi bir deliğim değildir, bütün sömürge ülkelerin tarihi incelendiğinde; sosyal ve siyasal bilimler alanında ortaya çıkan tarihsel bir yasadır. Bu iki çizgiye göre herkesin safını netleştirmesi gerekmektedir.

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

11 − 6 =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla