Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

‘Model’ sezonu açılıyor mu?

Bir memleket için bence övünç duyulamayacak hasletlerden biri, onun hakkında tahminde bulunma güçlüğüdür. Bu güçlük çoğunlukla o memlekette yönetenler ve onlara muhalif olanlar katında omurgalı duruş eksikliğinden, prensip sahibi ol(a)mamaktan kaynaklanır; öngörülemezliğin temel çimentosu budur. Diğer yandan her iki mahfilde ‘insansız’ olmak da, yani toplumun ya da dayanılan toplumsal katmanın söz ve karar sahibi olmaması da tahmini güçleştirir; öngörülebilir toplumsal özlem, eğilim, gidişat çizgisi vb dışında en tepelerden aşağılara yönelim enjekte etme alışkanlığı, herhangi bir tahmin yapmayı neredeyse olanaksız kılar.

Uzun lafın kısası: ‘Bizim memleket’ (de), tahmine pek gelmez…

Gelmez gelmesine ama, bazıları bundan geri de durmaz. Misal: Son günlerde, havalar soğuyunca yeni bir ‘ateşkes’ ve ‘çözüm’ sürecine girileceği tahminlerinde bulunuyor bazı kulağı delikler. Artık ne kadarı tahmin ne kadarı temennni, bilemeyiz; bilemeyişimizin bile başlı başına bir problem olduğunu ise yukarıda özetlemeye çalıştım…

Eğer bu tahmin doğruysa, aynı zamanda ‘Model Sezonu’ da açılacak demektir. Hatırlarsınız, her ateşkes ve ‘çözüm süreci’nde sabah erken kalkan Kürt sorununa ‘çözüm’ için modeller üretirdi; kelimenin gerçek anlamında üretirdi, yani tarihe/sosyolojiye uymuş-uymamış önemli değil. (Türkçede bu tür ‘üretim’ yerine başka argo kelime var ya, neyse…)

Bu ‘model üretimi’nin tabii belli kıstasları vardı: Bir kere ‘çözüm’ler arasında zinhar bağımsızlık olmayacaktı, federasyon da pek şık kaçmazdı… ‘Model’lerin ortak noktası, üniter yapıyı allayıp pullayıp ona yakışıklı sıfatlar takıp Kürtlere satmaktı; evet, Kürtlere satmaktı, her ne kadar yönetenlere akıl veriliyor gibi görünse de seçilen pazar Kürtlerdi…

Bu uğurda nice cevherler yumurtlandı, hatta, mesela, ‘Salata Çanağı Modeli’ bile icat edildi… Sakın “hay senin çanağına…” demeyin ve dinleyin:

“Kürt sorunu başta olmak üzere farklı kültürel kimlikler sorunu nasıl çözülebilir? Bu konuda yeniçağın ve yeni sürecin gereklerine uygun olarak ‘salata çanağı’ diye tabir edebileceğimiz bir model önerilebilir. (…) Bu modele ‘salata çanağı’ dememizin nedeni, sosyal ve kültürel farklılıkları teke indirmeden, salatadaki gibi farklılıklarıyla (bir çanakta) ortak bir vatanda zengin, renkli ve ahenkli bir bütünlük içinde olan bir oluşumu ifade etmesidir.” (Ahmet Özer, Beş Büyük Tarihi Kavşakta Kürtler ve Türkler, Hemen Kitap yayınları, Kasım 2009, İstanbul, s. 760-761.)

Bu salataya kim maydonoz olur, salatanın hıyarı kimlerdendir, bilemem. Bildiğim, böylesi ‘yaratıcılık’ (burada da başka bir kelime kullanılabilirdi) az görülmüştür. “Farklı kültürel kimlikler sorunu” olan başka ülkelerde elin oğlu sabah erken uyanıp ‘en kıyak model’ üretmek yerine tarihine filan bakar, tarihsel çizgideki kırılmaların tamirine göre çözüm belirler filan. Mesela Basklılar ve İspanyollar yakışıklı duruyor diye ‘Bask modeli’ni icat etmiş değiller; zaten tarihlerinde olan fakat bir dönem kırılmış/yok edilmiş bir zemini yeni tarzda formüle ettiler, hepsi bu… 

Ama ne gam, memleket ‘yaratıcı’ dolu ve eğer tahminler doğru çıkarsa daha ne inciler göreceğiz.

Ha gayret, el atmışken çoban ya da yeşil salatayla yetinmeyip tatlı-tuzlu çörek modelleri de isteriz, hani şöyle ‘yeme de yanında yat’ gibilerinden…

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

19 + ten =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla