Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Irkçılık ve Aydınlar

 

Yabancıya yardımcı olmak, onunla sohbet etmek, konuk etmek dolayısıyla  ikramda bulunmak toplumda gözlemlenir durumlardır. Toplum içinde, soyunu diğerlerinden üstün sayan eğilimlere pek rastlanmaz. Hatta ayrı ırktan olan biriyle karşılaşıldığında düşmanlık şöyle dursun, ilgi duyulur. Örf ve adetleri, merakları, alışkanlıkları öğrenilmeye çalışılır. Empati olsun diye de benzerlikler aranır, kurulur.
Genelde böyledir ve bu umulan, hayal edilen durum değil, olgudur.
Buradan çıkaracağımız sonuç ne olmalı?

Daha önce aktardığım bir anekdot var. Doktor olan arkadaşıma ‘Siz etiket sahibi olduğunuzdan ayırımcılığa fazla uğramıyor olabilirsiniz, alt tabakada yabancılara korkunç bir baskı var!’ demiştim. O da, ‘İşçiler iyi Almanca bilmediğinden kaba tabirler dışında her söylenen söz onları incitmiyor. Biz okumuşlar ise ince dokunuşları dahi anladığımızdan, ayırımı daha fazla hissediyoruz.’ diye karşılık vermişti.
Anımsayanlar olacaktır. Thilo Sarrazin diye bir Alman bürokrat var. Alman Merkez bankası senatosu yöneticiliğine kadar yükselmiş, Sosyal Demokrat (!) kökenli ve de ilticacı bir annenin oğlu olmasına rağmen, hem Yahudiler hem de yabancılar için söyledikleri ibretliktir: “Hiçbir göçmen grubu Müslümanlar kadar devlet yardımlarından faydalanıp suç işlemiyor” demiştir mesela.

Ne demek istiyorum?
Halk kendiliğinden yabancılara düşmanlık beslemez ve diğer ırklara aşağılık yüklemez. Bunu topluma ne yazık ki AYDINLAR öğretir ve öğretiyorlar. Bakmayın kızgınlıkla söylenen ‘Ermeni dölü, Yunan bozması, Kuyruklu Kurd’ söylemlerine, toplumlar arasında kalıcı bir düşmanlık yoktur. Düşmanlık topluma öğretilebilen bir bilgidir.

Son günlerde Kurdlere karşı giderek güçlenen düşmanlaştırma siyaseti güdülüyor ve nerede duracağı da henüz belli değildir.

PKK 1976-78 yıllarında doğdu. TC devletine karşı kanlı diyebileceğimiz savaş ise 1984’te başladı. Yaklaşık 34 yıldır bu isyan sürüyor. Nedense Kurdlere düşmanlık son dört yıldır yürüyor.
Acaba neden 30 yıl bekleyen toplum, şimdi bir Kurd düşmanlığı sürdürür oldu?
Çünkü son dört yıldır topluma bu öğretildi.

ALTAN’lar-ALPAY’lar-BELGE’ler ve DİĞERLERİ

1954’lerde Fransız nüfusu ne kadardı? Bugünkü nüfuslar karşılaştırıldığında, TC devletinde tek bir Satre çıkmaması nasıl açıklanır?
Eğer TC nüfusu o günkü Fransanın nüfusunun iki katına çıkmışsa, neden tek bir İsmail Beşikçi ile kalındı? Neden TC aydınları, ‘Kurdistan’a Özgürlük’ demez de hep elde tutmanın formüllerini devlete öğütlerler?
Altan’lar, Çandar’lar, Baydar’lar, Çalışlar’lar vd. Kurd dostu değildirler. Bunlar kurd düşmanlığının öğretilmesinde rol sahibidirler. Bazı zavallı Kurdler de haklarını savunan ‘demokrat’ kalemler sanarak yazılarına müptela oluyorlar.
Bunların tutuklandıklarını düşünmüyorum, ‘kim vurdu’ya gitmesinler diye tıpkı Öcalan gibi korumaya alındılar.
Devlet kendine düşünce üreten adamlarını neden kurban versin ki?

Kurdlerin tek bir dostu var.
O, hapislere, haklarının gasbına rağmen inatla ‘Kurdler Devlet Olmalı’ diyen İsmail Beşikçi’dir.
Diğerleri, bugün Kurd’e yönelen ırkçı düşmanlığın bahçıvanlarıdırlar!

Sonuç olarak ırkçılık Aydınlar tarafından topluma öğretilen bir eğilimdir.
Batıda bunu sağcı okumuşlar yaparlardı, TC’de ‘Demokrat-SOL-Liberal’ ittifak ifa ediyor!

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

2 × one =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla