Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

İbrahim Halil Baran yazdı: “Ruslar bizi sattı”

Zora düşünce kadınlarını Nataşa diye satan bir millet, Kürtleri mi satmayacaktı? Hadi onların tarihini bilmiyorsunuz, kendi tarihinizi de mi bilmiyorsunuz?
Şeyh Mahmud Berzencî, İngilizlere karşı çok büyük bir savaş veriyordu. 20 Ocak 1923’te bir mektupla Ruslardan İngilizlere karşı destek istemişti. O zaman Sovyetler’in başında Lenin denen şarlatan vardır ve Ruslar, mektubu kendilerine ulaştığı gün İngilizlere iletirler. Berzencî’nin aldığı ağır yenilginin diyetini bugün hala Kerkük’te ödüyoruz.

1937’de Stalin Kelbajar, Laçin, Kubatlu, Zengili, Erivan, Elegez, Tezekend, Kafkasya ile Gürcistan’daki yüzbinlerce Kürdü sürgün etti. Celali, Brukan, Berazî, Beski, Daqorî aşiretlerini ta Çin sınırına ve Sibirya’ya sürdü. Sürgünler kış aylarına denk getirildiği için tren vagonlarında ve açlıktan 90.000’den fazla Kürt öldü. Gittikleri yerde toplu yaşamalarına izin verilmeyen Kürtler 110 ayrı bölgeye dağıtıldı. Bunu bilmeyen Kürt çocukları Kürdistan’da Stalinci örgütlere yem olurken, şairlerimiz de Stalin’e övgü şiirleri yazdı!

Kasım 1938 – Tiflis’in Êzidî Kürtleri, Ekim Devrimi onuruna bir yürüyüş düzenliyor. Oysa sadece bir yıl önce Ruslar buradan kafilelerle büyük bir Êzdî sürgünü yaşatmıştı…

Dahası kara 1937’den on sene bile geçmeden Qazî Mihemed, Sovyetler’in desteği ile İran’a karşı bağımsızlık ilan eder. Qazî, Ruslardan sürekli silah bekler ama silahlar bir türlü gelmez. Derken eşeklerin sırtında bir sürü sanduka gönderir Ruslar. Açar bakarlar ki içinde silah yerine dikiş makinaları gönderilmiştir. Rus bakanın sandıklarla birlikte gelen notunda “kendiniz için bayrak dikin” yazılıdır. Sonrası malum. Sovyetler ile İran anlaşır ve Qazî Mihemed ile arkadaşları darağaçlarına asılır… Molla Mustafa Barzani, Güney’e geçer. Bağdat’a çözüm için gönderdiği heyet kurşuna dizilince 500 peşmergesiyle birlikte 27 Mayıs 1947′de SSCB’ye doğru uzun bir yürüyüşe başlar ve 15 Haziran 1947′de Sovyetler’e ulaşır. Rusların onlara kötü davranması ve Kürtlere yönelik ikiyüzlülükleri sebebiyle Kremlin Sarayı önünde açlık grevine girer. Değişen bir şey olmaz.

Osmanlı’nın yıkılış döneminde Ruslar, Kürtlere karşı Ermenileri destekler. Her ne kadar onları da yüzüstü bırakıp Türklerce katliama uğramalarına sebep oldularsa da Ermenilerle birlikte Kürdistanı yine onlar harabeye çevirmiştir. Ta Bitlis ve Muş’a kadar gelen “Rêya Ûris”ı bilmeyene bizde Kürt demezler. Doğu Cephesi’nde Kürt aşiretleri Ruslarla neredeyse 150 yıl çarpışmıştır. Bir Kürt yönetiminin bu tecrübeleri es geçmiş olması düşünülemez.

Bugün kalkıp “Ruslar bizi sattı” diyenler kendi tarihine yabancı olmanın, Kürdistan’ın milli menfaatleri yerine ideolojik kamplaşmaya duydukları karşılıksız muhabbetin cezasını çekiyorlar.

Offf milletim off!

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

fourteen + eleven =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla