Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Pers Stratejik Hedefi ve Soçi Zirvesi !

Ä°ran Pers cumhuriyeti, Rusya, ABD çeliÅŸkisini kullanarak Suriye, Irak özgülünde OrtadoÄŸu hakimiyetini pekiÅŸtiryor. Trump’un belirsiz dış politikası, Fars ırkçı kimliÄŸiyle Pers stratejik zihniyet hegomanyasının yayılmasına yaradı. Ä°ran Molla rejimi, Irak’ta olduÄŸu gibi Suriye’dede hakim bir guç haline geliyor. O nedenle Soçi’de Suriye ulusal kongre politikasıyla Batı Kürdistan’ı Suriye merkezi hükümetine baÄŸlamk ve Kürd siyasal, milli iradesini iÅŸlevsiz bırakmak istiyorlar.

Batı Kürdistan Bölgesi Suriye merkezi hükümetine bağlanırsa direniş küvvetleri etkisizleşir. Keza coğrafik hakimiyeti, toplumsal yönetim idaresi, Federasyon arzusu ve bütün kazanımları tehlike altına girecektir. Çünkü devlet çıkarların gölgesinde kalan ulusal, toplumsal hak eşitsizliğin kıyasıya çatıştığı dünyamızda hak ve haksızlık, güç ve kuvvet ekseninde belirleniyor. O nedenle batı Kürdistan, siyasal, ulusal haklarından ısrarlı ve hazırlıklı olmalıdır. Güney Kürdistan bu hazırlıksızlığın ve çift başlılığın kurbanı oldu.

Kürdler ulusal bağımsızlık mücadele yaÅŸamlarından ciddi ders almalıdır. Kürd otoriteleri bütün yurtsever örgüt, parti, sivil toplum örgütleri ve halkla sıcak iliÅŸkiler içinde olmalı ve onları mühtemel geliÅŸmeler hakkında bilgilendirmelidir. Kürd Milletin en etkili silahı birlik içinde olmaktır. Ve  elbette özgürlüğüne, bağımsızlığına yakın duran toplum ve devletlerle dostane iliÅŸkide bulunmaktır. Kürdlerin rahatlığı ulusal özgürlüğüdür. Buda Kürdistan’ı iÅŸgal eden kolonyalist devletlerin oyunlarını bozmaktan geçiyor.

Küresel güçler, ekonomik, politik menfaatleri için sömürgeci bölge devletleriyle kapalı kapılar ardında bir biçimde anlaşıyorlar. O nedenle Batı Kürdistan,(Rojava) yönetimin Federasyon talabi Rusya, ABD, AB devletlerin OrtadoÄŸu çıkarlarına uygun görünse’de merkezi devlet ezberlerini retorik etmeyi çıkarlarına daha uygun buluyorlar. Ä°ran’ın Irak hakimiyetinden sonra özellikle son dört yılda Rusya’ yönetimini bile tedirgin eden bir yayılmayla Suriye’yi üst düzey subay, istihbarat ağı ve sahaya sürdüğü Hizbullah, Ä°ran devrim muhafızları gibi paramiliter çeteleriyle bir hayli sarması için ciddi bir tehlikedir. BeÅŸÅŸar Esad yönetimi, bu duruma itiraz edecek takatı kalmamıştır. O nedenle Rusya devletine tutunarak Kürdlere geri adım attırma ve merkezi hükümete razi etmek için Ankara, Tahran sopasını devreye koymuÅŸtur.

BeÅŸÅŸar Esad yönetimi, nefes alma varlığını başından beri kendisine karşı savaÅŸmayan Kürdlere ve ekonomik, askeri yatırımlarını koruyan, askeri üs alanlarını dahada güçlendiren Rusya’ya borçludur. Ancak eÄŸer Arap milliyetçiliÄŸi yeniden merkezi hükümet bazında güçlenirse ve Kürdlere diÅŸ geçirecek gücü elde ederse Irak’ta olduÄŸu gibi ilk saldıracağı kesim gene Kürdler ve kazanımları olacaktır. Putin yönetimi, Batı Kürdistan temsilcilerinin Cenevre toplantılarına ‘katılmalı’ söylemiyle sürekli uzatmalara oynaması pek güven vermiyor. Kürdleri 1930 ların politikasıyla yöneten kolonyalist bölge devletlerin öngördüğü bu sömürgeci statiko ne ölçüde küresel güçlerin orta ve uzun vade çıkarlarıyla örtüşecek veya çatışacak bir muama olmaya devam ediyor.

Rusya, rakibi Amerika’ya üstünlüğü kaptırmamak için Batı Kürdistan kartını daha ne yönde kullanacağı ve nelerin karşılığında Türkiye’yi Ä°dlib’e konuÅŸlandırdığı, keza bu yerleÅŸimde ABD’nin rolü ne olduÄŸu veya ne tür pazarlıklarla nelerin üzerinde geliÅŸeceÄŸi henüz çok net görünmüyor. Fakat taÅŸlar yerine oturtulana kadar belli güvenceler karşılığında Türkiye kullanılacak gibi görünüyor. O nedenle Türk hükümeti, propaganda ettiÄŸi gibi Efrin ve Kürdistan direniÅŸ güçlerine saldırırsa sorumlusu Rusya ve ABD önderliÄŸinde oluÅŸan kualisyon güçleri olur.

Türk devleti, Cereblus iÅŸgalını Rusya’nin vizesiyle gerçekleÅŸtirmiÅŸti. Ayrıca Rusya, Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekâtı yla YPG’nin Kuzey Kürdistan sınırına ilerlemesini engelleme karşılığında çetelerin kuÅŸatmsı altında bulunan Haleb bölgesini Suriye ordusunun kontrolüne geçmesini saÄŸlamıştı.!

Rusya Federasyonu, Suriye iç savaşıyla birlikte Çeçen kökenli asker ve subaylar üzerinde savaşı  sürdürüyor. Ä°ran devleti ise son altı yılda Afganistan’da, Pakistan’da uçakla getirilen Hazaraları, Devrim Muhafızları, Hizbullah, Pasdaran ve Zeynebiyun Tugaylarını Irak, Suriye’de cepheye sürdü. Ä°ran devleti, Irak, Suriye, Lübnan ve Kürdistan iÅŸgaliyle savaşı Ä°ran sınırların dışında sürdürme stratejisini izliyor. Åžii nüfuz politikasını kullanarak manevra alanlarını alabildiÄŸine büyüten Ä°ran devleti, Arap körfezinden  Akdenize hükmedecek düzeyde bütün herkes için ciddi bir tehlike haline geliyor.

Ä°ran savunma bakanı, Irak özgülünde ”buralar Pers imaratorluÄŸun birer parçasıdır” söylemi baÅŸlı başına bir tehdittir. Fars devleti, son bir atakla üç parçaya bölünmesı kaçınılmaz olan Irak ve Suriye basamağına Ankara’yı eklemesi, stratejik akdeniz hedefi nezdinde savaÅŸ sebebi sayılacak bir atılımdır. BilindiÄŸi üzere Ä°ran devleti, Türkiye’nin yayılma planını engelleme fırsatını Suriye’de 2011’de yaÅŸanan iç çatışma ve karışıklıkların baÅŸlamasıyla elde etmiÅŸti. Ä°ran basını Suriye’yi akdenize açılan stratejik köprüsü olarak açıklıyor.

Ä°ran CumhurbaÅŸkanı Yardımcısı Ali Yunusi, 2015 yılında Pers stratejik yayılma hedefini şöyle açıklıyordu: “Irak ÅŸu an sadece medeniyet etkimiz altında olan bir ülke deÄŸil. Kimlik, kültür merkezimiz ve baÅŸkentimizdir. Bu, dün olduÄŸu gibi bugün de böyle. Ä°ran kültür coÄŸrafyasında yaÅŸayan herkes Ä°ranlıdır ve bu yönüyle bizim korumamız altındadırlar. Onları Ä°slam fanatizmi, ateizm, yeni Osmanlıcılık, Vahhâbilik, Batı ve Siyonizm tehdidinden koruyacağız.” diye uzun bir demeç vermiÅŸti.

ABD’de Trump yönetimi devralıp Ä°ran’a karşı tavır takınması ve Kürdistan Federe Devletin bağımsızlık ihtimaliyle dengelerin deÄŸiÅŸeceÄŸi hesabı ortaya çıkınca daha dün Türkiye’ye karşı paramiliter örgütlerle hakimiyet savaşı yürüten Ä°ran devleti, Türkiye’yi Kürd paranoyasından kaynaklı batı ile çeliÅŸkilerini ve islamist terör örgütleriyle devam eden izolasyonundan hareketle kafalama yoluna gitti. Dolayısıyla Rusya kartını kullanarak Irak ve Suriye’yi nüfuz sahası haline getirmekle beraber Türkiye’yi Ä°dlib’e oturtmuÅŸ çıkacağı günü saydırıyor.

Ankara hükümeti, son olarak Astana süreciyle çatışmasızlık bölgeleri oluÅŸturma ve Soçi zirvesiyle Esad’ın ayaklarının dibine düşürülmesini bir baÅŸarı olarak telakki ediyor. Özellikle 2010 yılından itibaren iç kamuoyuna oynamaktan baÅŸka özellik atfedilmeyen Türk devleti, ÅŸu sıralar Ä°ran’ın dumen suyuna girmiÅŸ bulunuyor. BeÅŸ yıl boyunca islamist terör çeteleriyle yıkımın eÅŸiÄŸine getirdiÄŸi Suriye’yi, ÅŸu sıralar Ä°ran atına oynayarak Esad’lı merkezi Suriye politikasına gelmesi BeÅŸÅŸar Esad’a bile inandırıcı gelmiyor artık. 

Kürdlere kaybettirme derdine düşen Türk devletin altı yıllık Suriye  ve savaÅŸ politikası bu haliyle devam ederse ekonomik ve politik olarak tam çökmesi için 1-2 yıllık ömrü kalmıştır. Recep Tayyip ErdoÄŸan hükümeti, 16 yıldır Türkiye’yi bir tımarheneye çevirdi. Son onbeÅŸ yılda 94 yıllık Türk cumhuriyetin iÅŸlediÄŸi suçların enaz yarısını iÅŸledi. Ömrünün sonuna kadar yönetmeyi planlayan AKP hükümeti, Zarrab skandalının eklenmesiyle birlikte Rusya, Ä°ran cephesinde görünmekten baÅŸka yolu kalmamış görünüyor.

Medkobal@hotmail.fr

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

2 × two =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla