Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Önemli Çağrı

Değerli Arkadaşlar,

Güney Kürdistan’da 25.09.2017 tarihinde bağımsızlık referandumu yapıldı. O günden bu yana hepimizin beklediği üzere, ülkemizin bu parçasında uzun ve çok bedeller ödenerek elde edilmiş kazanımlar ortadan kaldırılmaya, yok edilmeye çalışılıyor. Büyük olasılıkla bir savaş dayatmasıyla karşı karşıya kalacağız. Güney Kürdistan’ın siyasal iradesi, her türlü olasılığa karşı hazır ve gerekli tedbirleri almış görünüyor fakat, sizlerinde bildiği gibi savaş sadece cephelerde kazanılan bir şey değildir. Bütün bir ulus olarak eğer ayağa kalkmaz, yapabileceklerimizi yapmaz ve bulunduğumuz her alanı Güney Kürdistan ile bütünleşmek için kullanmaz isek, savaşı kazanmamız olasılığı tesadüflere bağlıdır. Sayın Mesut Barzani´nin şahsında somutlaşan siyasi iradenin ödün vermez kararlılığı, Peşmergenin savaş konusundaki cesareti, deneyimi, başarıları ve halkımızın  bağımsızlıktan yana  olduğunu ezici bir çoğunlukla beyan etmesi kuşkusuz önemlidir fakat, bütün bu değerler bizden çok daha iyi olanaklara sahip düşmanlar karşısında kazanmak için yeterlimidir?

Değerli Arkadaşlar,

Kürtler, İşid belasına karşı gösterdikleri direniş ile, bütün Dünya’nın sempatisini kazanmış ve çok uzun yıllar sonra “Kürtlerin de bir devletinin olması gerektiği”  fikri giderek yaygınlaşmış ve geniş bir taraftar kitlesi bulmaya başlamıştır. Kürtler yakındoğu’da çok önemli bir siyasal arguman haline gelmiştir.  Kürtler olmadan herhangi bir siyasal düzenleme artık mümkün görünmemektedir. Kürtler, Ortadoğuyu yeniden düzenlemek isteyen batının siyasal çıkarları ile çatışmayan, kültürel değerleri ile uyumlu, seküler bir topluluktur. 2003’ ten bu yana Ortadoğuya rol model olabilecek demokratik bir ülke inşaa etmişlerdir. Bu ülkede bütün diller, kültürler ve inaçlar hiç bir sorun olmadan birlikte, huzur ve güvenlik içinde yaşamaktadırlar. Bütün dünya’ya artık bir devlet olarak, hemde çok iyi bir devlet olarak tarih sahnesindeki yerlerini alabileceklerini göstermişlerdir. Fakat ne yazık ki, günümüz dünyasında, bütün bu özellikler devlet olmaya, bağımsız yaşamaya yetmemektedir. Sadece devlet ve ulusal çıkarların yönlendirdiği acımasız bir siyaset döngüsü içinde bir yön bulmaya ve dengelerden yararlanarak bir yaşam alanı kurmaya çalışıyoruz.

Bizler de, diğer bütün devletler gibi olaya sadece “ Ulusal Çıkarlar’’ denklemi çerçevesi içinde bakmak zorunda bırakılıyoruz.

Güney parçamız, kendi geleceklerini özgürce belirleme hakkını avuçlarına alırken, Kürdistan’ın diğer parçalarında bu gelişmeyle orantılı çoşku ve dayanışma ne yazıkki gösterilmemiştir. Özellikle Bakur’da Kürdistani bir duruş içinde olan ve Güney’le dayanışmayı en öncelikli konu olarak kabul eden örgütlerimizin yeterince güçlü bir pozisyonda olmaları, bu durumun birinci nedenidir. Diğer önemli bir nedende kuzey Kürtleri  üzerinde önemli bir etkisi ve sınırsız sayıda imkan ve propaganda araçlarına sahip PKK ve ardılı oluşumların negatif siyasetidir. Uzun bir süredir özelde sayın Mesut Barzaniye, genelde de  Güney karşı yaptıkları düşmanca propaganda ne yazıkki Kuzeydeki halkımızın Güney’le dayanışmasını atıl bırakmıştır.

Avrupa’da durum nitel olarak çok farklı değildir. Bu alanda bir kaç yerde dayanışma mitingleri düzenlenmiş olsa da, özellikle Avrupa kamuoyunun dikkate alacağı bir boyut kazandırılamamıştır.

Yaşadığımız Avrupa ülkelerinin Bağımsızlık Referandumuna soğuk kalmaları ve Referandum seçimlerini erken bulmaları Kürtlerde hoşnutsuzluğa yol açmıştır. Soğukkanlı davranarak, bu hoş olmayan siyasal yaklaşımın nedenlerini anlayabilir ve bu ülkelerin siyaset merkezleri üzerinde etkili olabilecek çabalar geliştirebiliriz. Avrupa ülkelerinde sivil toplum örgütlerinin kamuoyu ve hükümetler üzerindeki etkisi yabana atılacak bir şey değildir.

Güçlerini birleştirmiş , doğru bir planlama ile imkanlarını seferber etmiş Avrupa Kürt Diaspora’sı ciddi bir kamuoyu yaratabilir ve bu hükümetler üzerinde etkide bulunabilir. Ayrıca, örgütlerimiz, sivil toplum kurumlarımız ve çeşitli organizasyonlarımız aracılığıyla harekete geçirilmesi mümkün olan Avrupa kitlemizin yaratacağı olanaklar ve bu olanakların Güney Kürdistan bağımsızlık sürecine sağlayacağı katkı çok büyük olacaktır. Bunun için güçlerimizi birleştirmeye ve ortaya bir irade çıkarmaya ihtiyaç vardır. Örgütsel, kurumsal  veya  bireysel çıkarlarımızı, arayışlarımızı, çabalarımızı  en azından şimdilik ulusal kazanımlarla örtüşen ve ona hizmet eden bir şekle sokmalıyız. Unutulmamalıdır ki, elde edilmiş ve güvencelere bağlanmış kollektif  kazanımlar, özünde o ulusa ait olan herkesin yararınadır.

Bu nedenle, Avrupa kamuoyunda oluşmuş  sempatiyi, somut bir desteğe dönüştürecek ve Diyasporayı harekete geçirecek politik, diplomatik, ekonomik, kültürel eylemselliklere ihtiyaç vardır. Örgütlerimiz, sivil toplum kurumlarımız, bağımsız şahsiyetlerimiz aralarındaki sorunları (Her ne olursa olsun) “Şimdilik” bir kenara koymalı, bir araya gelmeli ve neler yapılabileceğini tartışmalıdır. Bu ateşten günlerde ulusumuzun bütün dinamiklerini harekete geçirmek boynumuzun borcudur. Güney parçamız asla ve asla yanlız bırakılmamalı, kaderine terk edilmemelidir.

Değerli arkadaşlar,

Bir araya gelmeliyiz. Tartışmalı, ne ve nasıl yapmamız gerektiğini konuşmalıyız. Ben bir Kürt yurtseveri olarak böyle bir sorumluluk duydum ve sizlere çağrı niteliğinde olan bu mektubu yazdım. Eğer bu mektubun içeriğine katılıyorsanız. Nerede, nasıl ve kimlerle sorusuna somut önerilerizle katkı sunmanızı rica ediyorum.

Saygılarımla

Murat Dağdelen

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

4 × 5 =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla