Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Taner Akçam Ermeni Katliamını yazdı.

Ve binlerce sessizlik feryada dönüşür…

Knar TADEVOSYAN

Binbaşı

Tanınmış Türk tarihçi, soykırım uzmanı, Doktor, Profesör Taner Akçam’ın “Ermenilerin Zorla Muslumanlastirilmasi : Sessizlik, İnkar ve Asimilasyon” başlıklı, 2014 yılında İstanbul’da Türkçe olarak yayınlanmış olan kitabı, geçen yıl Yerevan’da yayınlandı. Bu kitap şimdi Batı Ermenileri Sorunları Araştırmalar Merkezi çalışanlarının çabası ve “Jirayr Nışanyan” vakfının hamiliği sonucunda Ermeni okurların beğenisine sunulmuştur. Kitabın çevirmeni, Türkolog tarih doktoru Meline Anumyan, redaktörü ise, Batı Ermenileri Sorunları Araştırmalar Merkezi yöneticisi, Armenolog, edebiyat doktoru Haykazun Alvırtsyan’dır.

Kitapta dillendirilen sorular ve sorunlarla ilgili olarak Meline Anumyan’la görüştük.

  • Taner Akçam’ın kitabının başlığı “Ermenilerin Zorla Muslumanlastirilmasi : Sessizlik, İnkar ve Asimilasyon”dur. Yazar bu başlığı, kitabın üç bölümünün içeriğine istinaden kullanmıştır. Lütfen bu üç bölümde yer bulan önemli fikirleri genel hatlarıyla bize takdim edin.
  • Ermeni Soykırımı konulu birçok kitabın yazarı olan Taner Akçam, bu çalışmasında modern Türkiye’nin inkâr siyasetinin Türk toplumuna ve özellikle de, kendisini bu toplumun ilerici kesimi olarak kabul eden çevreye olan etkisine değinmektedir.

İlk bölümde, özellikle Hrant Dink’in katledilmesi öncesindeki dönemde, Türkiye’de Ermeni Soykırımı sorununun tarafsız olarak araştırılması konusuyla ilgilenen her bir aydının karşı karşıya kaldığı büyük zorluklardan bahsetmektedir.

Kendi ülkesinde Soykırım konusuyla ilgilenmeye başladıktan sonraki durumunu, “Yalnızlığın hikâyesi veya kendi ülkende cüzamlı gibi dolaşmak” olarak betimlemekte, Türk aydınların Ermeni Sorunu’yla neden ilgilenmek istemedikleri sorusunun cevabını bulmaya çalışmakta ve “suskunluğu korumaya yönelik sessiz anlaşma”nın o döneminde Ermeni Soykırımı’yla ilgilenen bilim adamlarının, milliyetçilerin ve devletin tehditleriyle karşı karşıya kalmalarının haricinde, kendilerini ilerici ve demokrat olarak kabul eden kitlenin de menfi ve hatta düşmanca yaklaşımına maruz kalmakta olduğunu vurgulayarak, Türk aydınların Ermeni Sorunu’na neden değinmek istemedikleri sorusunun cevabını bulmaya çalışmaktadır.

Akçam kitabında, “Hrant Dink’i öldürenler, binlerce sessizliğin feryada dönüşmesine vesile oldu”… diye vurgulamaktadır.

Taner Akçam, kitabın ikinci bölümünde, birinci kısmın mantıklı bir devamı olarak, Osmanlı ordusunda hizmet etmiş olan Yüzbaşı Sarkis Torosyan’ın anıları birkaç yıl önce Türkiye’de yayınlandığında sürdürülen tartışmaları sunmaktadır.

Osmanlı vatandaşı Ermenilerin, resmi tarih tarafından her zaman “savaş döneminde arkadan vurmuş olan hainler” olarak takdim edilmiş olduğundan dolayı, Torosyan’ın varlığının olgusu, Türk toplumu için kabul edilir olamazdı.

Hâlbuki Sarkis Torosyan’ın örneğinden görüleceği üzere, Ermeniler sadece Osmanlı ordusunda hizmet etmekle kalmayıp, kahramanlıklar göstererek, taltif belgelerine layık olmuşlardır. Orduda hizmet veren Ermeni askerlerin ailelerinin tehcire tabi olmaması gerektiğine rağmen, Torosyan’ın ailesi de tehcir edilerek, katledilmiştir. Akçam’ın belirttiği gibi, Sarkis Torosyan’la ilgili Türkiye’de sürdürülen tüm tartışmalar esnasında sadece Ermeni yüzbaşının varlığı inkâr edilmekle kalınmayarak, yaşamış olduğu trajedi de göz ardı edilmiştir.

En kapsamlı olan üçüncü bölümde yazar, hemen sadece Osmanlı kaynakları ve özellikle de hükümet tarafından bölgelere gönderilen telgraflara dayanarak, Ermeni Soykırımı’nın sonuçlarından biri olan mühtedi Ermeniler konusuna değinmektedir.

  • Kitapta, BM’in Soykırım Konvansiyonu’nun görüşmelerinin ilk aşamasında Lemkin tarafından “kültürel soykırım” teriminin de konvansiyonda yer bulması için ısrar edilmesine rağmen, nihai seçenekte bu terimin kaldırıldığı belirtilmektedir.

-T. Akçam’ın belirtmiş olduğu gibi, soykırımın sadece fiziksel imha olarak gerçekleştirildiği gibi yanlış bir kanı vardır. Hâlbuki gerçekte, genocide (soykırım) terimini dolaşıma sokmuş olan Rafael Lemkin’in vurgulamış olduğu gibi soykırım, herhangi etnik veya bir başka grubun kısmen veya tamamen imhası anlamına gelmektedir ve bu imhanın sadece fiziki olması gerekmez. Lemkin’e göre soykırım,  bir grubun imhasına yönelik fiziki, biyolojik ve kültürel yok edilme tekniklerinin kullanılmasıdır.

Kültürel soykırım, fiziki imhadan önceki adım olarak kabul edilebilir. Akçam’ın belirtmiş olduğu gibi, Lemkin’in bu önerisi, büyük devletler tarafından, kolonilerde sürdürmüş oldukları siyasetin kültürel soykırım olarak kabul edilebileceği endişesiyle Soykırım Konvansiyonu’nun nihai seçeneğinden kaldırılmıştır.

  • Kitapta, “cebri asimilasyon” ve “tabii asimilasyon” terimlerinin ayrımının önemi vurgulanmaktadır. Türk tarihçi, sizce okuyucunun dikkatini neye çekmek istemektedir?
  • Cebri asimilasyon, kültürel soykırımın bir bölümüdür, çünkü söz konusu grubun manevi-ussal değerleri olan dini ve eğitim kurumları ile tüm kültürel mirasının yok edilmesini kapsamaktadır. Akçam, tabii asimilasyonun uzun süreli bir sürecin sonucu olabileceğinden, cebri asimilasyonun ise, kısa sürede ve bilinçli olarak uygulandığından dolayı, tabii asimilasyon ve cebri asimilasyon arasına fark koymak gerektiğini vurgulamaktadır.

Yazar, kitabın ikinci bölümünde, Holokost’un, soykırımın klasik bir örneği olarak kabul edilmiş olduğundan dolayı, günümüze dek Ermeni Soykırımı’nı araştırmış olan bilim adamlarının da genelde sadece fiziki soykırım üzerine odaklanmış olduklarını vurgulamaktadır.

Hâlbuki soykırım uzmanının da belirtmiş olduğu gibi, Lemkin dahi, soykırımın başlıca unsurlarından biri olarak cebri asimilasyon üzerinde durmuştur. Böylelikle Akçam, Ermenilerin ihtidası ve asimilasyonunu Ermeni Soykırımı’nın yapısal bir unsuru olarak görmekte, aynı zamanda, Ermeni Soykırımı’nın büyük çaplı fiziki imha ile gerçekleştirilmiş olduğunu vurgulamaktadır.

  • Taner Akçam’ın bu kitabı Ermeni davasının yürütülmesi açısından nasıl bir değer ve öneme sahiptir? Bu kitapta sunulan kanıtlar, Ermeni Sorunu’nun adil çözümüne nasıl katkı sağlayabilir?
  • Bu kitap hemen tamamen Osmanlı kaynaklarına dayanmaktadır, özellikle de tüm Soykırım süresinde merkezi hükümetin bölgelere göndermiş oluduğu telgraflar ve aldığı cevaplar üzerine.

Bu çalışma, Ermeni Soykırımı’nın ve Ermenilerin cebri asimilasyonunun sistematik özelliğini bu anlamda açığa çıkartan son derece değerli belgeler ihtiva etmektedir.

Akçam’ın belirtmiş olduğu gibi, konuyla ilgili kitaplarda, ihtidanın teşvik edilmediği ve merkezi hükümet tarafından kontrol edilmediği, sadece yerel yöneticilerin iradesi veya “oluruyla” gerçekleştirilmiş olduğu fikri ileri sürülmektedir. Hâlbuki bu telgraflar, İttihatçıların emelinin, Ermenilerin bir halk olarak tamamen yok edilmeleri olduğundan dolayı, Jön Türk yöneticilerinin ve özellikle de Talat’ın, mühtedi Ermenilerin kendi yerleşim yerlerinde kalmalarına zaman-zaman izin vermeyerek, tüm ihtida sürecini tamamen kontrol altında tuttuğunu göstermektedir.

Akçam, ayrı bir başlıkta, Ermeni çocuklar ve kadınların cebri asimilasyonu siyasetine değinerek, Jön Türklerin telgraflarında, bu çocukların yetim kalacakları ve onların İslam ve Türk kültürüne göre eğitilmesi amacıyla yetimhanelere veya Müslüman ailelere dağıtılmaları gerektiğini belirttiklerine işaret etmektedir.

Yazar, bu konuda var olan ve soykırım bilimi için son derece önemli kasıt olgusunu, yani Jön Türklerin Ermenileri kesin ölüme yollamış olduklarını çok iyi bildiklerini vurgulamaktadır.

Tanınmış soykırım uzmanı Taner Akçam, cebri asimilasyon ve ihtida olaylarını Ermeni Soykırımı’nın yapısal unsurlarından biri olarak kabul etmekte ve Müslümanlaşmayı kesinlikle bir “kurtuluş” olarak görmemekte, cebri asimilasyona maruz kalmış Ermeni kadın ve çocukların da etnik olarak imha edilmiş oldukları ve sadece fiziksel olarak kurtulmuş olduklarını vurgulamaktadır.

Ermenistan Savunma Bakanlığı resmi gazetesi

Türkçeye çeviren: Diran Lokmagözyan

Akunq.net

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

nineteen − 11 =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla