Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Karasu’ya Mektup 3

Mehmet Şener / Yüce Apo da insafa gelip, beni kazanma adına, ya af edecek,
ya da ben Mazlumlara ihanet eden birini af etmem kahramanlığı taslayıp,
bir ajanın işini bitirecek.
İş bununla bitmiyor tabii!
Ben ajanlığı kabul ettikten sonra, cezaevindeki bütün kadrolar özeleştiriye çekilecek;
dışardaki arkadaşlar özeleştiriye çekilecek;
çünkü hepsi ajan Şener’in etkisinde kalmışlar.

Tabii ajan Şener’in en fazla etkisinde kalan da Mustafa Karasu ve Sakine Cansız arkadaşlardır.
Apo bunu her gün vaaz ediyor.
Tabii sebebsiz değil; Karasu da, Sakine de,
Apo’nun popülaritesini zedeleyecek kadar saygın arkadaşlar oldular;
oysa Apo kendi dışında bir kişilik kabul etmiyor.

Oldukça hesaplı olan Apo, Abdurrahman Kayıkçı
arkadaşı bilerek seçiyor; çünkü o da cezaevinden çıkmış ve
temizliği ona yaptırıp, cezaevinden gelebilecek olası tepkileri
frenlemek istiyor.

Ama Apo’nun hesabı hiç de tutmadı.
Biliyor musun Karasu, nisan ayının başında tutuklandım.
Tutuklandığım sırada iki üç milyon insanımız dağlara
kaçıyordu. Çok kritik bir dönemi yaşıyorduk, senin sözünü
ettiğin kritik günleri….

Apo, Saddam’la ilişkileri, Orta-Doğu
labirentlerinde üretilen taktik ilişkileri, bozmamak için,
kongrenin savaşa savaşla cevap verme kararını yok sayarak,
KDP’den de YEKİTİ’den de çok daha örgütlü bir güce sahip
olan bizi savaşa sokmadı.
Karasu,
kadın, çocuk , tüm halk ayaklanmışken, Apo’nun talimatları gereği, 2500 gerillamız
Türkiye – Irak hududunda sırt üstü yatırıldı.Çok kritik günler
yaşadık; halk olarak yaşadık ve belki de, tarihteki en büyük
fırsatı yakaladık.

Hani, geçmişte tarihi fırsatları yakalayıp, bundan faydalanmayan önderlikleri çok
lanetliyorduk ya, işte, böyle tarihi bir fırsatta, öyle lanetli bir
duruma mahkum edildik.

Karasu,

Halkımız ülkeyi boşaltırken ve Saddam’ ın faşist orduları
halkı önüne katmış, kırarken, Apo’nun talimatları gereği, biz
yine seyirciydik. Ben kişi olarak soruşturma altındaydım ve
görevden alınmıştım. İnsanlarımız oldukça namusludur,
namussuzluğu objektif olarak görüyor ve kabul etmiyorlardı;
”Biz niye savaşmıyoruz? Niye direnmiyoruz?” sorularını soran
savaşçılar ve kadrolar halkı koruma, düşmanı savaşla karşılama
kararına vararak, direnişe geçtiler. Çok kritik dönemler
resmiyeti aşındırıyor; soruşturma altında olmamızın bir anlamı
yoktu. Zaho mıntıkasında halkın kaçışını durdurduk, karşı
saldırıya geçtik, düşmanı mevzilerinden püskürttük. Zaho’ya
hücumun arifesinde Apo’nun yeni talimatıyla tutuklandım. Bizi
savaştan kaçmakla suçlayanlar, cephede tutuklamaya
başladılar.

Ve böylece Karasu, içine girdiğimiz direnişi gören halk
”Yaşasın PKK!” sloganını haykırmaya başlamışken, Apo’nun
talimatiyla savaştan çekilen PKK’nin yerine, Zaho’ya ABD
orduları girdi; Halk da ”Yaşasın BUSH! ” sloganını atmaya
başladı. Devrimcilerin bıraktığı boşluğu karşı devrimci ordular
doldurdu. Doğa boşluğu sevmiyor.

Biz kaçmadık Karasu! Düşmana karşı siperlerimizde
savaşırken tutuklandık. Yalan gerçeği gizleyemiyor; yalanın
farkına varan insanlar da namusunu konuşturuyor. Bize cellat
olarak seçilen arkadaşlarımızın devrimci tavırlarıyla,
hakkımızda planlanan komployu boşa çıkarıp, partiye sahip
çıkmak, devrime sahip çıkmak için açık tavır aldık.

Devam edecek

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

two × 2 =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla