Vengma, hiç bir partinin borazanı değildir. Hiç bir partinin düşmanı da değidir. Kürt partilerinin doğru politikalarını destekler, yanlış politikalarını eleştirerek yol göstermeye çalışır.

Karasu’ ya Mektup 2

http://www.vengma.com/karasu2/

Mehmet Cahit Şener / Karasu,
Son dönemlerde diplomatik gazetecilik olayı oldukça gelişmiş. Sayın Perinçek’e de belirttim. Çandar’ın diplomatik gazeteciliği açıklandı. Ben kafamı gazetecilerin diplomatlığına takmış değilim; diplomatların çantalarındakine kafam takılmış.
M.Ali Birand ve Güneri Cıvaoğlu’nun çantasındaki Özal reçeteleri nelerdi?
Ve Apo’nun bu diplomat gazetecilerin çantasına soktuğu sözler nelerdi?
Dayatılan “Yeni Dünya Düzeni” politikaları temelindeki anlaşma hangi esaslara dayandırıldı?
Bu görüşmeleri yapan Apo, Merkez Yürütmede görevli bulunan Abdurrahman Kayıkçı arkadaşı dışarı çıkardığından, bu konuda dışarıya sır sızdırmıyor.

Merkez Yürütmemizin Apo’nun sırlarına ortak olmaya hakkı yok.
M.Ali Birand ve Güneri Cıvaoğlu’nun sırdaşlığı bizim yoldaşlığımızı aştığından, yürütülen gizli diplomasinin ürünlerini pratik gelişmelerden öğreniyoruz.
”Yeni Dünya Düzeni” politikasına bağlı olarak, Özal kendi takımını hazırlıyor. Biliyorsun Yıldırım Akbulut gitti, Mesut Yılmaz geldi. Biliyorsun ”Yeni Dünya Düzeni”nin şiarı “hoşgörü”dür. Hoşgörülü, centilmen Mesut’un iş başına gelişi tesadüfi değildir. Özal tarafından Apo’ya gönderilen son diplomat-gazeteci Güneri Cıvaoğlu’nun Mesut Yılmaz’ın
sözcülüğünü yaptığına dikkatini çekmek istiyorum, ama buna
dikkat çekmeğe gerek olduğuna da inanmıyorum; çünkü gördüğüne inanıyorum.
Karasu,
Mücadelenin oldukça kritik bir aşamadan geçtiği konusunda seninle hemfikirim ve yine, böyle kritik dönemlerde yaşanan bölünme ve ayrılıkların objektif olarak karşı-devrime hizmet ettiği konusunda da seninle hemfikirim.

Bu öngürüyle yola çıkmak yeter1imidir?
Bu soruyu kendimize soralım! Ne olursa olsun birlik mi diyelim?
Tarih tecrübidir, Karasu!
II.Enternasyonalin oportünist birliği devrimci bölünmeye uğramasaydı, 17 Ekim Devrimini kazanamazdık. O günler de çok kritikti ve devrimciler bölünme ve ayrılmanın kaçınılmaz zorunluluğu karşısında sağa-sola savruldular; duygusal yakınmalar oldu, “neden bölünüyoruz, safları bölmeyelim” denildi. Öleceksek de, satılacaksak da, birlikte ölelim, birlikte satılalım sarhoşluğu mu diyelim veya apolitik duygusallık mı diyelim, bu, siyaset değildir Karasu!

Veya derviş siyasetidir.
Biz diyoruz ki, diplomat-gazetecilerin çantasına girmeyeceğiz! “Yeni Dünya Düzeni” politikasının Orta-Doğu usulü çifte tellisi içinde göbek atmayacağız! Kendimizi bundan ayrı tutuyoruz .Ayrılmak bir zorunluluk Karasu!
Bu, salt bizim için değil, Apo için de öyle. Kaldı ki, bizi dıştalamanın ilk adımlarını Apo attı. IV. Kongrenin üstünden 20 gün geçmeden, ben ve Baran arkadaşın görevleri, 25 kişilik MK’nin 5 üyesinin katılmış olduğu toplantıda, Apo’ nun talimatı üzerine donduruldu ve soruşturmaya alındık. Bunun ilginç bir tesadüf olup olmadığına sen karar ver Karasu!
Özal’ın kendi takımını hazırladığı sırada Apo da kendi takımını
hazırlamaya başladı.
Parti tüzüğünün ruhuna aykırı da olsa, uygulamaya bir şey demedik; ayrılmayı hiç düşünmedik. Kongrenin aldığı kararlara göre, parti içi soruşturmalar Merkez Yürütmenin ( polit büronun bizdeki karşılığı merkez yürütmedir ) sorumluluğundaydı. Ne var ki, biz Merkez Yürütme üyesi olduğumuz halde, bizim soruşturmamız Merkez Yürütme tarafından değil, Apo’nun direkt kontrolü altında oluşturulan özel bir gizli örgüt tarafından yürütüldü.

Bu gizli örgütün başına da Abdurrahman Kayıkçı arkadaş getirildi. Kongre kararlarına aykırı olarak oluşturulan ve MK’den dahi gizli tutulan “Çizgiyi Koruma Birliği”nin ilk tarihi görevi bizi tasfiye etmek biçiminde tespit edildi. Özcesi, parti yapısından gizli bir soruşturma dayatıldı. Apo’nun planına göre bana bir itiraf yazdırılacak ve bu itirafta ben ajan olduğumu, ajanlığımın cezaevine girişle başladığını, cezaevinde gizli şahin rolü üstlendiğimi, direnişleri kırdığımı, direnenleri kendi etkimin altına aldığımı, cezaevindeki direnişleri liberalizme çektiğimi söyleyeceğim, dışardaki görevimin de Apo’yu temizlemek, tasfiye etmek olduğunu açıklayacağım ve af dileyeceğim………

Yorum Yazın

E-posta hesabınızı yayınlanmıyoruz

17 − 2 =

Kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerezler kullanıyoruz. Sorun yok, rahat olun. Size özel herhangi bir bilgiyi yayınlamıyor ya da paylaşmıyoruz. Anladım, sorun yok Daha Fazla